27 Mart 2010 Cumartesi

İNÖNÜ'DE BAHAR...


Güne baharı farkederek başlamıştım. Başka şehirlerdeki arkadaşlarımla da konuştuğumda ''Bugün güneş başka.Hava çok güzel hissetiriyor'' dediler. İyiden iyiye inandım. Sımsıcak yaza,taze bir harekete taşıyordu bu gün bizi.Ama bilemezdim,bir futbolsever olarak baharın her yere,her alana sirayet ettiğini..
İnönü'de Beşiktaşlılar ve Eskişehirsporlular bir başka hissi yaşattılar. Herkes içine doldurduğu tüm enerjiyi döktü İnönü'ye...
Futbol kanunları bakımından çok ama çok hata yapıldı.Eksiksiz değildi oyun. Mükemmel hiç değil. Ama hatalar,yapılamayanlar olmasa 5 gol olur muydu...
Taktik anlayış, şu bu bir yana.Bu açılardan değerlendirilecek tek şey hocaların oyunuc değişiklikleri. Skorun gereği olan değişiklikleri yaptılar,eleştirmek zor. Hakem bu zor ve hareketli oyunda hata oranını artırdı,buna da yapacak bir şey yok.
Bir film vardı sahada. Dram,mizah,heyecan,kara mizah, aksiyon, tansiyon, her duygudan bolca tattıran. İzleyen taraflı,tarafsız herkes mahkumu oldu bu filmin. Saatler bir anda yok olsa,kronometreler yerin dibine gömülse hiç kimse dakikaları hesap edemez,maçı da kolay kolay 3 saatten önce bitiremezdi...
Ama filmin bir biçimde bitmesi gerekiyordu...
Sanırım ''senarist'' ' bu hikaye, ancak bu sonla biterse,film mükemmel olur ' dedi...

Hiç yorum yok: