Recep Tayyip Erdoğan muhtemelen danışmanlarıyla kafa kafaya verip bir kahvaltı projesine girişti,önce ses sanatçılarını sonra da sinema ve televizyon sanatçılarını bir salonda, gündemdeki olayları değerlendirmek üzere kahvaltıya davet etti. İşin ilk değerlendirmesi şüphesiz pozitif olabilir, toplumsal mutabakatın şart olduğu konuların gündeme geldiği şu dönemde öncü olma görevi üstlenebilecek kesimlerin tartışmaya,anlaşmaya ortak edilmesi çok önemli.
Peki kahvaltı toplantılarında sanatçıların rolü nedir?
Sanatçıların, başbakanı dinlemeyi yeterli saymak, hükümetçe muhattap alınmaktan doğacak ego patlamalarını içlerinde yaşamakla yetinmek ve bir kez toplantıya katılmakla hükümetin ilgili konulardaki her türlü icraat ve düşüncelerine katılmış sayılmayı kabullenmek gibi pozisyonlar düşme ihtimalleri var.Tabi bu durumlardan kaçınmaları kendi adlarına ve üstlendiklerini düşündükleri sorumluluğa uygun olanıdır normal şartlarda.
Toplantılara iştirak etmemek, kesin ve net bir duruş sergilemek anlamına geliyor şüphesiz,toplantılara katılmaktan çok daha net bir duruş bu üstelik.Çünkü toplantıya katılan kendini kahvaltı sonucu ortaya çıkan muğlak bir çerçevenin içine sokarken, katılmayan, ''Ben hükümeti ve ilgili konulardaki hiç bir eylemini desteklemiyorum'' demiş oluyor.
Sanatçı muhalif olmalı dürtüsüne aşırı derecede kendini kaptıran kimselerde zaman zaman herşeye ve herkese karşı olma durumu ortaya çıkabiliyor, ideal bir dünya fikriyle iktidara muhalif , bu düşünceye sahip sanatçı, ideale en yakın dünyanın kurulması için toplumsal,ekonomik ve sosyal her türlü gerçeklikle pazarlığı da reddedebiliyor. Oysa bu gerçekliklerle pazarlık sonucu çözülebilecek sorunlar,sanatçının aslında hiç bir toplumda asla ulaşılamayacak mutlu,huzurlu,ahlakı ve ideal dünyasından belki bir kaç adım geride ama şimdikinden daha iyi bir toplum, bir ülkeye yaklaşmak anlamına gelebilir.
Pazarlık zaman zaman ideolojik farklılara sahip olduğunuz kesimlerle bir masada oturmak anlamına da gelebilir, eleştirdiğiniz iktidar anlayışının fikirlerine önerilerinizle katkıda bulunmak da olabilir. Ancak eğer mesele sanatçının kendi ideolojisi adına çözüm üretmekse,''İlerlemeye,çözüme katkım olsun ama ben bu amaçlardaki fikrimi kendi ideolojim için ortaya koyayım diyebilir'' sanatçı,bu da eleştirilebilir bir şeydir elbette.Tabi bu üzerine yazılıp çizilebilir ayrı bir hususu teşkil ediyor.
Tüm bu gelgitler içinde toplantıya katılanlarla katılmayanlar kimi zaman kahraman kimi zaman da omurgasız,iktidar yalakası ilan edilebiliyor.Ben bu konuyu da ilan edenin kendi gözünden gördüğü şey olarak niteliyorum.Çok farklı bakış açıları olabilir bu konuda.Çünkü en son toplantıya 62 kişi katılmış ve 62si için de farklı değerlendirmeler okuyabiliriz gazetelerde,farklı yorumlar izleyebiliriz tvlerde ve herhangi bir yerde yorumlardan haberdar olabiliriz...
Peki hükümetin,başbakanın bu kahvaltılarının faydası olur mu?
Yazının temel sorusu bu,cevabı ise izlenimlerimiz de. Başbakan saydam bir ekrandan,muhtemelen danışmanlarının yazdığı bir yazıyı okuyor uzun uzun. Ses sanatçıları için de benzer temalı bir konuşma hazırlanmıştı diye hatırlıyorum hemen. Tek fark orda şarkı sözlerinden demetler sunulmuştu,burada filmlerden,repliklerden...Peki başbakan bir başkasının yazdığı bu metni ''seslendirerek'' kimi,nasıl etkilemek niyetinde. Hele ki hem kişisel hem toplumsal duyarlılığı olması gereken sanatçıları... İnsanlara verdiğimiz izlenim çok önemli,yaptığımız şeye inancımızı göztermek, zor gibi görünen anlaşmaları sağlamak,insanları bir araya toplamak,uyum yaratmak için. Samimiyet olmadan tüm bunlar imkansız. Peki size daha önce bir benzeri hazırlanan,şimdi de ''sinema sanatçıları versiyonu'' hazırlanmış bir metni, o metinle pek de alakası olmadığı izlenimi veren biri çıkıp okusa ne hissederdiniz? Ben sinema sanatçısı olsam, kötü bir filmin ''arkadan geçen adamı'' gibi hissederdim kendimi. 62 kişi 4 saatlik bir toplantıdayız, başbakan, danışmanlarının hazırladığı metni uzun uzun okuyor üstelik her birimizin ağzına da gerçekten de yalandan birer parmak bal çalınmak istenmiş izlenimi uyandıran bir metni... Değil ülkenin doğusunda yaşanan sıkıntılar hakkında, ne ekonomik konularda ne dış gelişmeler hakkında ne kültürel sorunlarla ilgili ne de en ufak bir maruzat bildirebileceğim yeterli zamanım var. Üstelik hizmet ettiğim ve beslendiğim halkımın gözünde iktidar yalakası pozisyonuna düşme tehlikem de var.Bu tablo en azından sanatçılar adına bu kahvaltıların ne denli amaçsız ve yetersiz olduğunun göstergesi.
İktidar içinse tahminimce en azından yeterli bir ''tanıtım çalışması'' ve ''Bakın her kesimle sağlam ilişkiler içinde icraatlarımızı yürütüyoruz'' deme fırsatı.Daha fazlası değil...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder