20 Temmuz 2011 Çarşamba

Vedat Okyar'a Selam...Unutmadık.



O -bir süreliğine ve sadece maddaten- gittiği gün yazılan yazılardan...
Mekanı cennet olsun.Allah rahmet eylesin.



BEŞİKTAŞ'TA 10 YIL OYNAYIP TEK KURUŞ ALMAMIŞ GÜZEL İNSAN,VEDAT KAPTAN...(BEŞİKTAŞ J.K. RESMİ SİTESİNDEN...)
http://ingenui.blogspot.com/2009/07/besiktasta-10-yil-oynayip-tek-kurus.html


Ve Büyük Kaptan'ın hasta iken, çok sevdiği Beşiktaş'ının 2008-2009 sezonu şampiyonluğunun kendisi için neler ifade ettiğini gösteren yazısı... (Son yazısı idi.)

BÜYÜK KAPTAN VEDAT OKYAR SON YAZISI: ''HELAL OLSUN SİZE''

http://ingenui.blogspot.com/2009/07/buyuk-kaptan-vedat-okyar-son-yazisi.html

17 Temmuz 2011 Pazar

TÜM TÜRKİYE'YE...

Bizler neden yaşıyoruz?
Hayat yemek,içmek,sıçmak ve seksten mi ibarettir.
Bu kafalar omuzların üstünde ve daha önemlisi ruh/vicdan/duygular adına ne derseniz içimizde neden bulunyor?
Bizler ''bön bön'' futbol izleyen salaklar mıyız?
Hayatta attığımız her adımın insanlık değerleriyle ucundan kıyısından bir bağı yok mu?
Dini inanç, prensip vesaire adına ne diyorsak, bizi biz yapan düşünce ve duygu dünyamızda, hayatımızı anlamlandıran, niteleyen/tanımlayan bir yapı meydana getirmiyor muyuz her yaşadığımız günde, her yaptığımız şeyde?

Peki sorumluluklar,mecburiyetler yanında kişisel zevklerimiz de bizlerin bir parçası değil mi?
Futbolu hayatının odağı yapana acıyarak baktığım gibi, bir hobiyi,bir ilgi ve/veya deşarj alanını ''entellektüel '' görünmek uğruna aşağılayana da acıyarak bakarım.
Kimi kitap okur/yazarken, kimi müzik dinler/yaparken,kimi fotoğraf çekerken,resim yaparken, kimi başka başka spor dalları ile ilgilenir/ yaparken , sen de futbolla küçüklükten süregelen bir bağ kurmuş ve futbolla ilgilenmiş/oynamışsın...
Ama beynin etten, ruhun teferruattan ibaret olmadığını gösterircesine ''futbol'' adlı ilgi alanına da insani değerlerin dahil olduğunu idrak ederek konuşmak,izlemek,yapmak gerekir. İnsani değerler hayatın hangi alanında gözardı edilebilir ki, bir ''futbolsever'' sevdiği futbolda bu değerleri kapsam dışı bıraksın.
Yaptığımız,ilgilendiğimiz şeylerde etik,ahlak ve insani diğer değerleri somutlaştırıp,kendimizle bütünleştirebildiğimiz oranda o şeyleri sevmiyor muyuz?
Futbol 1buçuk saatimizi alan ve ''insanın kendisinden'' daha önemli olmayan bir şeydir... Ama o bir buçuk saat insanlığımızı unutturacak kadar önemsiz de değildir...

Ben de futbolu seven birisiyim. Ve tuttuğum,desteklediği,sevdiğim kulübün adı : BEŞİKTAŞ JİMNASTİK KULÜBÜ...
Ben bu kulüpte insani değerlerin somutlaşan örneklerini görmekten büyük haz duyuyorum... Ve en basit bir şeyde bile ortaya çıkabilen, 7sindeki çocuktan 77sindeki amcaya kadar herkesçe örnek alınması icabeden nice örnek söz,hareket ve olaya sahne olan bu kulübün ''DÜNYADA YAŞANAN HERŞEYDE BİR TADIN,BİR RENGİN,BİR DURUŞUN,BİR ANLAMIN,BİR KEYFİN,BİR DEĞERİN'' olması gerektiğine dair verdiği mesajı seviyorum...
BANA BU DÜNYADA BOŞUNA YAŞAMADIĞIMIZI HİSSETİRİYOR...
BANA ''İNANMAMIZ'' GEREKTİĞİNİ HİSSETTİRİYOR...
********************************************************************************

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/18257955.asp
HÜRRİYET- DÜNYADA BİR İLK
Şike soruşturmasında tutuklanan Adalı, Havutçu ve Ateş’in suçsuz olduğuna inanan Demirören, dün Aydınlar ile görüşüp, “Aklanana kadar Türkiye Kupası’nı iade etme kararı aldık” dedi.


BEŞİKTAŞ Yönetim Kurulu, dün aldığı olağanüstü bir kararla Türk futboluna damga vurdu. Siyah beyazlılar, “kazandıkları Türkiye Kupası’nı soruşturma sona erip, aklanana kadar Futbol Federasyonu’na iade etme” kararı aldı.

İsterseniz gelin bu müthiş gelişmenin perde arkasını aralayalım. Yeni sezon hazırlıkları için yurt dışında bulunan Beşiktaş’ı takip eden Hürriyet muhabiri İsmail Er, Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu’nun ifade için İstanbul’a çağrılmalarından hemen sonra, “Beşiktaş kupayı iade edecek” istihbaratını gönderdi.

Ama bir sorun vardı; Beşiktaş bu kararı açıklarsa bir anlamda suçlamayı kabul etmiş olmaz mıydı?Bu soru, İsmail Er’in geçtiği haberin sayfalara girişinin önünde engeldi.

Özel uçağı bekletti


Hürriyet bu haberi kullanmadı. Serdal Adalı, Tayfur Havutçu ve kulübün güvenlik müdürü Ahmet Ateş de aynı gün İstanbul Emniyeti’ne geldi.
Başkan Yıldırım Demirören üç ismin aynı gün serbest bırakılacağından o kadar emindi ki, özel uçağını havalimanında bekletiyordu. Adalı, Havutçu ve Ateş, ifade verme işlemi tamamlanır tamamlanmaz yeniden takımın Avusturya’daki kampına döneceklerdi. Ama beklenen olmadı. Üç isim de tutuklanınca siyah beyazlı yönetim şaşkına döndü. Dün öğle saatlerine kadar toplantı üstüne toplantı yaptılar.
En nihayetinde başkan Yıldırım Demirören, BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde yapılan son toplantıda düşüncesini açıkladı:
- Aklanıncaya kadar kupayı federasyona iade edelim.
Bu fikir, anında diğer yöneticilerden tam destek gördü:
- Çok doğru söylüyorsunuz. Biz şu an tutuklu olan arkadaşlarımızın masum olduğuna yürekten inanıyoruz. Arkadaşlarımız nasıl olsa aklanacak ve o kupayı bize geri verecekler.
Başkan Yıldırım Demirören, düşüncelerinde ne kadar haklı olduğunu ortaya koyan bu sözlerin ardından kararını verdi:
Kupayı iade edecekti.
Vakit kaybetmeden harekete geçti ve kulüp ikinci başkanı Metin Keçeli ile genel sekreter Fahrettin Curoğlu’nu yanına alıp, Futbol Federasyonu’un İstinye’deki binasına gidip, başkan Mehmet Ali Aydınlar ile bir araya geldi.
Mahmet Ali Aydınlar şoke oldu

Lafı döndürüp dolaştırmadan direkt söyleyeceğini söyledi:
- Sayın başkan, Beşiktaş Kulübü olarak biz, soruşturma bitip aklanana kadar Türkiye Kupası’nı iade etme kararı aldık.
Aydınlar, şaşırdı. Bu tepkisinde de haklıydı, çünkü Beşiktaş Kulübü, dünyada benzeri olmayan bir karar alarak, kazandığı kupayı geri iade ediyordu.
“Hayırlısı olsun” dedi ve bu talebi değerlendireceklerini bildirdi.
Demirören, Futbol Federasyonu binasından ayrılırken, konu ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
“Biz Sayın Mehmet Ali Aydınlar’a Beşiktaş Kulübü’nün kupasını iade etmek istediğimizi söyledik. Çünkü arkadaşlarımıza güvenim sonsuz. Bu süreç tamamlanıp arkadaşlarımız aklandığında kupamızı geri alırız. Federasyon bu talebimize olumlu yanıt verdi.”



Sembolik ama anlamlı

BEŞİKTAŞ Yönetim Kurulu’nun ‘şike soruşturmasında aklanana kadar’ Türkiye Kupası’nı iade etme kararı, esasında sembolik bir anlam taşıyor. Çünkü;

1- Bu talebin kabul edilip edilmeyeceğine karar verme yetkisine sahip tek kuruluş TFF’dir. Yani, tek başına Beşiktaş’ın “İade ettim” demesi yeterli olmuyor.

2- Kupanın iade edilmesi, Beşiktaş’ın Türkiye Kupası Şampiyonluğu ile sahip olduğu hakları kaybetmesine de yol açmıyor. Siyah beyazlı takım, yine UEFA Avrupa Ligi’nde ülkemizi temsil etmeyi sürdürecek.

FANATİK- ''YEĞENİM BÖYLE BİR ŞEY YAPMAZ''
15 TEMMUZ 2011
http://fanatik.ekolay.net/Yegenim-boyle-bir-sey-yapmaz_3_Detail_33_231267.htm
Haber1903 adlı internet sitesine konuşan Seba, “Hakikaten spor içinde yapılan bu tür olaylar sporu sevenler için üzüntü kaynağıdır. Bunun hiç olmamasını temenni ederdik. Fakat gerilere baktığımızda ufak tefek olaylar vardı. Ancak şu an yaşananlar daha derin ve üzücü. Spora yakışmayan bir takım şeyler. İnşallah bu safhalar atlatılır. Tekrar taraftarlara temiz bir futbol oynama keyfi tattırırlar. Gerçekten çok üzülüyorum.” dedi. Tayfur Havutçu’nun da asla böyle bir şey yapmayacağına inanan Seba şunları söyledi: Benim yeğenimin de adı geçiyor. Ama ben onun hiçbir zaman ve katiyen böyle bir olaya karışacağına inanmıyorum. Yapanın da, yaptıranların da elinde kalır diyorum.




FOTOMAÇ - ''KABULLENİŞ DEĞİL DURUŞ''
http://www.fotomac.com.tr/Besiktas/2011/07/16/kabullenis-degil-durus
Kabulleniş değil, duruş!

Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, yaşanan gelişmelerle ilgili olarak FOTOMAÇ'a özel açıklamalarda bulundu. Türkiye Kupası'nı geri vermenin, şike iddialarını kabul etmek anlamına gelmediğini belirten Demirören, "Futbolculara, kupayı geri vermemizin...
Fotomac.com.tr / 15 Temmuz 2011 Cuma 20:46 / Güncelleme: 16 Temmuz 2011 Cumartesi 01:51
 Yıldırım Demirören yaşanan gelişmelerle ilgili olarak FOTOMAÇ'a özel açıklamalarda bulundu. Türkiye Kupası'nı geri vermenin, şike iddialarını kabul etmek anlamına gelmediğini belirten Demirören, "Futbolculara, kupayı geri vermemizin nedeninin onların emeklerine saygısızlık olmadığını söyledim. Çünkü hak ederek kazandıklarına inanıyorum. Kupayı geri alacağız. Ayrıca Serdal Adalı beyi, Tayfur Havutçu'yu ve Ahmet'i suçlu göstermiyoruz. Biz, aksine hepsinin suçsuz olduklarına bütün kalbimizle inanıyoruz. Sorunun, kaosun değil; çözümün bir parçası olmak istiyoruz. Beşiktaş olarak her zaman farklı durduk. Bu duruşumuz ve hukuki süreç sonuçlanana kadar bekleme tavrımız, bugün iddialara muhatap olan arkadaşlarımızın suçsuz olduğuna inancımızdandır" diye konuştu.
SABAH GAZETESİ- ''SİZE SAYGISIZLIK YAPMADIM''
http://www.sabah.com.tr/SabahSpor/Futbol/2011/07/16/size-saygisizlik-yapmadim
 
Şike soruşturması kapsamında Beşiktaşlı yönetici Serdal Adalı, teknik direktör Tayfur Havutçu ve protokol müdürü Ahmet Ateş'in tutuklanmasının ardından tam bir kaos içine giren siyahbeyazlı kulüpte herkesin birbirine sorduğu soru, 'Bundan sonra ne olacak?' Biz de bunu en yetkili kişiye, yani başkan Yıldırım Demirören'e sorduk. Üzerlerindeki şaibe kalkana kadar Türkiye Kupası'nı iade edeceklerini Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar'a bildirdikten sonra özel uçağına atlayarak takımın kamp yaptığı otele giden başkan Demirören, Avusturya'da SABAH'ın sorularını yanıtladı. Futbolcularına durum hakkında bilgi verdiklerini söyleyen Yıldırım Demirören şunları anlattı:


Sayın Mehmet Ali Aydınlar'la da, kamuoyuyla da takımla da paylaştım. Kupayı geri vermek şike iddialarını kabul etmek anlamına gelmiyor. Biz arkadaşlarımızın suçsuz olduğuna inanıyoruz. Ancak Beşiktaşlı olarak bu duruşu sergilememiz gerekiyordu.

Son gelişmeleri takımın en yetkili ağızdan öğrenmesini istedim. Futbolcuların kafaları yeteri kadar karışık. Moral vermek ve onları aydınlatmak için kampa geldim. Bu kupayı geri vermemizin nedeninin onların emeklerine saygısızlık olmadığını söyledim. Alın teriyle kazandıklarını da ifade ettim. Aklanıp kupayı geri alacağız. Onlar da şartları anlayışla karşıladılar ve hukuki sürecin sonuçlanmasını merakla bekliyorlar.

TEKNİK DİREKTÖR BELİRSİZ!..
Bundan sonra arkadaşlar tutuklamalar için bir üst mahkemeye itiraz edecekler. 1 haftalık bir süreç var. Bu arada biz de iddiaların içeriğini öğrenmeye ve anlamaya çalışacağız. Teknik direktör konusu bugünün konusu değil. Zamanı gelince, önümüzdeki hafta değerlendiririz. Federasyonun, UEFA ile görüşmesini ve değerlendirmesini de takip edeceğiz
 
MİLLİYET- ''DÜNYALARI VERSELER KABUL ETMEM''
http://spor.milliyet.com.tr/samet-aybaba-dunyalari-verseler-kabul-etmem/spor/spordetay/15.07.2011/1414864/default.htm
 
Beşiktaş ile ismi özdeşleşen Samet Aybaba, gündemdeki konular hakkında Radyospor'a açıklamalar yaptı. Aybaba, "Tayfur bu durumda iken Beşiktaş'ın başına dünyayı verseler geçmem" dedi.


Radyospor'da Özgür Sancar'ın konuğu olan başarılı teknik adam Aybaba; " Son günlerde yaşananlar olaylar son derece üzücü. Temennimiz bir an önce arkadaşlarımızın aklanması. Bu hukuki bir süreç, fazla yorum yapmak doğru olmaz. Biz bu camianın evlatlarıyız, Tayfur inşallah bir an önce aklanır.

TAYFUR HAVUTÇU ZOR DURUMDAYKEN DÜNYALARI VERSELER BEŞİKTAŞ'IN BAŞINA GEÇMEM
Tecrübeli teknik adam Beşiktaş'ın yeni teknik direktörü olacağı iddialarına; " Biz Beşiktaş'ın içinden çıktık. Çok büyük bir camiayız. Tayfur zor durumdayken dünyaları verseler kabul etmem. Gönlümüzdeki tek şey Tayfurun kurtulup takımın başına geçmesi. Hepimiz bu camianın evlatlarıyız. Önce kardeşlerimizin durumunu düşünüyoruz. Konuşmak bile doğru değil" dedi.


BEŞİKTAŞ'A HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİRİZ
Aybaba, yaşanan olaylarda çok hassas olduğunu; " Bu camiada hepimiz kardeş gibi büyüdük. Sadece Beşiktaş'a yararlı olmak için destek oluruz. Bu teknik adamlık olur, idari olur her konuda desteğimiz olur" dedi.

''EĞER ADALET, ADALATESE O'NUN BİR KAÇ GÜN İÇERSİNDE ÇIKARILACAĞINA İNANIYORUM''

MİLYONLARIN SEVGİLİSİ,TÜM TÜRKİYE'YE ÖRNEK BİR İNSANA YAŞATILAN DUYGUSAL ÇÖKÜNTÜDE EMEĞİ GEÇEN BASIN VE MEDYA KURULUŞLARINA, SAVCILARA VE HAKİMLERE İTHAF OLUNUR.


NERESİNDEN TUTARSAN...

Şike soruşturmaları başladı başlayalı bu ülkede ne kadar kaygan bir zemin olduğunu gözler önüne seren şeyler yaşanıyor. Türk futbolunun nereye koştuğunu anlamaya çalışıyoruz da, işin vahimi Türk basınının nereye koştuğu aşikar.!? Üstelik de Türk basını ''kendi ölürken peşine de pek çok kişi,kuruluş ve değeri de katarak ölenlerden''!
Dünyanın 3 erkten,4 erke geçtiği söylenir, Yasama,Yürütme,Yargı ve Haberleşme Araçları(gazete,dergi,tv ve radyolar)...
Neresinden tutsan elde kalır ya neyse diyerek şike operasyonunun 2. dalgası diye adlandırılan,Beşiktaş Jimnastik Kulübü ile bağlantılı '' İDDİALARA'' dair gazete haberlerinin bir derlemesini burada paylaşacağım... Anlayana çok şeyler anlatır.

Önce ''İbrahim Akın Beşiktaş'la, İBB-Beşiktaş Türkiye Kupası Final maçında ''iyi oynamamasına'' dair para karşılığı(tay da diyen var) anlaştı ''İTİRAFINDA !!? BULUNDU'' diyenlere göz atalım :

SABAH GAZETESİ
Giriş Saati : 14.07.2011 09:11

Güncelleme : 14.07.2011 11:16

BU İTİRAF HERŞEYİ DEĞİŞTİRİR
TFF talimatlarına göre maç sonucunu etkileyen veya teşebbüs eden ile bir oyuncuya ve kulübe teşvik veren alt lige düşürülüyor!

Türkiye'de ortalığı karıştıran soruşturmadaki iddialar ve itiraflar can yakacağa hissetmeye başladı. Talimatlara göre Türkiye'nin lokomotifi olan üç kulübün de küme düşme ihtimali bulunuyor.


Habertürk'ün haberine göre; İbrahim Akın'ın F.Bahçe'den para aldığını itiraf etmesinin ardından Kanarya için çalan tehlike çanlarının sesi daha da arttı. İbrahim Akın ile İskender Alın'ın Beşiktaş'a yönelik Türkiye Kupası finalinden önce transfer teklifi aldıklarını söylemeleri, Tayfur Havutçu ile Serdal Adalı'nın buna yönelik dosyadaki telefon kayıtları ve tutuklanmaları Kartal'ı ateşe attı.

Nevzat Şakar aracılığıyla Sivasspor-F.Bahçe maçı öncesi teşvik girişiminde bulunduğu iddiaları Trabzon için büyük sıkıntı yaratacağa benziyor. Mevcut durumda üç takımın da Bank Asya 1. Lig'e düşürülme tehlikesi var. Ayrıca soruşturmada adı geçen diğer kulüpler için de benzer cezalar söz konusu. İtalya'da da gelen itirafların ardından tarihi cezalar yürürlüğe koyulmuştu.

İŞTE O MADDELER:

MADDE 3- KAPSAM
(1) Bu talimat, TFF tarafından düzenlenen veya TFF'nin yetki alanına giren tüm müsabakalar ve futbolla ilgili tüm hususlarda uygulanır.

MADDE 55- MAÇ SONUCU ETKİLEME
(1) Müsabakanın sonucunu etkilemek veya buna teşebbüs etmek yasaktır. Bir futbolcuya veya kulübe teşvik pirimi verilmesi de bu kapsamdadır.
(2) Bu hükmü ihlal eden kişiler, 1 yıldan 3 yıla kadar men veya hak mahrumiyeti cezasıyla; kulüpler ise küme düşürme cezasıyla cezalandırılır. İhlalin ağırlığına göre küme düşürme cezasına ek puan indirme cezası da verilebilir.

FOTOMAÇ GAZETESİ
http://www.fotomac.com.tr/Besiktas/2011/07/15/boyle-itiraf-etti
Böyle itiraf etti

"Kupa finali oynanmadan önce beni ilk önce Tayfur Havutçu aradı. Bana 'Seni Beşiktaş'ta görmek istiyorum' dedi..." "Sonra Serdar Adalı ile temasa geçtim. Bana şike teklif etti. Kendisinden bir tay istedim. Final öncesi tayı aldım"
fotomac.com.tr / 14 Temmuz 2011 Perşembe 22:51 / Güncelleme: 15 Temmuz 2011 Cuma 15:30

Futbolda Şike Soruşturması kapsamında tutuklanarak Metris Cezaevi'ne konan İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un oyuncusu İbrahim Akın'ın, ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul ettiği belirtildi. İşte Akın'ın o ifadesi:

İngiliz atı istedim
"Türkiye Kupası maçı öncesi beni Tayfur Havutçu aradı. Beni Beşiktaş'ta görmek istediğini söyledi. Tayfur Havutçu aracılığı ile Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı ile temasa geçtim.
Adalı bana şike teklifi yaptı. Çok düşündüm ve ardından kabul edebileceğimi söyledim. Ben atlara çok düşkünüm. Serdar Adalı'dan bir İngiliz tayı istedim.

Otele kadar geldi
Türkiye Kupası karşılaşmasından bir gün önce 9 Mayıs'ta Ahmet Ateş (Beşiktaş Protokol Müdürü), bizim takımın kamp yaptığı City One Oteli'ne gelerek bana adıma kayıtlı 3 yaşındaki İngiliz tayının evraklarını hediye etti. Kendisine teşekkür ettim, ertesi gün de maça çıktım.
Zaten bu olaydan sonra Tayfur Havutçu menajerim Yusuf Turanlı'yı arayıp beri mutlaka takımda görmek istediğini belirterek bize mesaj gönderdi."

Sözleşmeleri feshedildi
İSTANBUL Büyükşehir Belediyespor Kulübü, şike soruşturması kapsamında tutuklanan futbolcuları İbrahim Akın ve İskender Alın'ın sözleşmelerinin tek taraflı olarak feshedildiğini açıkladı.

Bu da 16.07.2011 tarihli Sabah'tan...
 
SABAH GAZETESİ
 
İŞTE HOCAYI YAKAN SÖZLER
http://www.sabah.com.tr/SabahSpor/Futbol/2011/07/16/iste-hocayi-yakan-sozler
 
şike soruşturması kapsamında tutuklanarak Metris Cezaevi'ne konulan Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu'nun tutuklanmasına sebep olan görüşmelere SABAH ulaştı. Ortaya çıkan teknik takip kayıtlarına göre, Tayfur Havutçu, İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile oynayacakları Türkiye Kupası finalinden bir hafta önce, yani 4 Mayıs 2011'de menajer Yusuf Turanlı'yı arayarak Belediye'den İbrahim Akın ve İskender Alın ile görüşmesini istiyor. Havutçu, iki futbolcuyu da Beşiktaş'a aldıracağı mesajını iletiyor. İkili arasında şu diyalog geçtiği öğrenildi:


YUSUF TURANLI:
Daha aramadılar bizi şey.

TAYFUR HAVUTÇU:
Şimdi bürodaydılar. Çıktılar 5 dakika önce. Bunun bir yerden uzaktan akrabası çıkmış herhalde. Babasına bir şey göndermişti herhalde. Sen nasıl istiyorsan. Biz şimdi bak bu yani bu Akın ile İskender'i ben söyledim şimdi. O'nu kesinlikle şey yapmak istiyorlar ikisini.

TURANLI:
Almak istiyorlar.

HAVUTÇU:
Kesin yani hani. Şimdi bu maçla alakası yok yani. İbrahim Akın'ı ben istiyorum çünkü.

TURANLI:
İbrahim Akın ile İskender'in benim olduğunu bütün Türkiye biliyor. Çocuklar hemen gelmek istiyor. Hiçbir sıkıntı yok. İskender şu an senin yanında yani, o derece.

ŞARTLAR UYARSA GİDERİZ
Bu görüşmeden sadece 6 dakika sonra İskender Alın'ı arayan menajer Turanlı, Havutçu'nun mesajını bu futbolcuya iletiyor.

TURANLI:
Hoca aradı beni.. Tayfur.. Bu adamı kesinlikle istiyorum diye. Çocuklarla konuş dedi. Ben yalandan arıyorum seni tamam mı? Bu maçla alakalı değil, akıllarına öyle bir şey gelmesin dedi.

İSKENDER:
Şartlar uygun olursa gideriz.

TURANLI:
Aynen öyle. Şimdi benim telefonumu verecek. Ona göre şey yapacağız tamam mı? Tamam mı?

NAZİF KARAMAN / ÖZEL İSTİHBARAT


Şimdi burada araya girmek istiyorum...
1.si haberler ''net'' ve İ.AKIN'ın Beşiktaş aleyhine itirafları olduğu anlaşılan haberler.
Bunu bi kenara yazalım.
2.si Tayfur Havutçu'nun oyuncuların menajerleriyle konuşması da ''ÖZEL İSTİHBARAT'' ile okuyucuya sunulmuş...
Akıldaki soru : ''BU KONUŞMADA (Kİ KONUŞMA MENAJERLER ARACILIĞI İLE YAPILIYOR. DİKKAT!!!) TRANSFER GÖRÜŞMESİ NİTELİĞİ TAŞIMAYAN HANGİ UNSURU SAPTADILAR Kİ , TAYFUR HAVUTÇU'YU HABERİN BAŞLIĞINDA ''YAKIVERMİŞLER!!''... GÖRÜŞMENİN TRANSFER NİTELİĞİ TAŞIDIĞI GAYET AÇIK.

 SABAH GAZETESİ ( AYNI GÜN BİR DİĞER BAŞLIKLA VERİLEN HABERLER) :
HASAGİÇ OYNUYOR MU?
http://www.sabah.com.tr/SabahSpor/Futbol/2011/07/16/hasagic-oynuyor-mu
Havutçu'nu Nayrıca Turanlı aracılığıyla iki futbolcudan Belediye hakkında bilgi almaya çalıştığı da ileri sürüldü. Maçın oynandığı 11 Mayıs günü saat 11.35'te Turanlı ile Havutçu arasında şu diyalog yaşanıyor.



HAVUTÇU:
Ne yaptın geldin mi? (Maç Kayseri'de oynanıyor)


TURANLI:
Uçak buldum da dönüşe bakacağız artık. Geliyorum yani.


HAVUTÇU:
Onlara, bu Hasagiç oynuyor mu, bir sorsana be.


TURANLI:
Tamam hemen dönüyorum.


Burada da araya girmek ''vicdan borcudur''. İŞTE TAYFUR HAVUTÇU'NIN YAPTIĞI İDDİA EDİLEN YEGANE ''ŞİKE!!??'' BUDUR!!!
Şimdi cevap istiyorum : ''Hangi takımın teknik ekibi rakip kadroyu öğrenmeye çalışmaz? '' Ve Tayfur Havutçu'nun bu sorgusuyla ilgili ulaşılmak istenen nedir?

SABAH'ın Haberlerine!? Devam...

MAÇTA RELAX OL 
http://www.sabah.com.tr/SabahSpor/Futbol/2011/07/16/macta-relax-ol
TURANLI, İskender ile görüştükten sonra İbrahim Akın'a da mesaj gönderiyor. İşte Turanlı'nın, Akın'a attığı mesajlar: 'Sıkmayacaksın işte yani. Relaxxxx. Adamlar kesin alacağız diyorlar.' 'Final bile çok büyük olay zaten. Bence rahat olman lazım.' 'Yeni kulübümüz kırmayalım. Onlar çünkü geleceğimiz ha ha ha..' 'Benim içim çok rahat. Ben inandım adama. Yoksa onları Türkiye'ye rezil ederim.'

BU MESAJ, MENAJER TARAFINDAN ÇEKİLİYOR...DİKKAT!!!
Menajere suç yıkmak da vicdansızın işi olur, BU MESAJIN ''SEN NASILSA KENDİNİ GÖSTERDİN VE İYİ BİR TEKLİF ALDIN,ADAMLAR SENİN OYUNUNDAN EMİN, SEN RAHAT OYNA'' anlamı taşımadığını KİM , NERDEN , NEYE DAYANARAK SÖYLEYEBİLİR?
Eee BASIN BUNU DÜŞÜNMEK ZORUNDA DEĞİL.! BEŞİKTAŞ ŞİKE YAPTI!?


 HÜRRİYET- 15 TEMMUZ 2011
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/18258204.asp?gid=362
Hani serbest kalacaktım
Savcının, “Etkin Pişmanlık Yasası’ndan yararlanmak istiyor musun?” sorusuna, avukatına danıştıktan sonra “Evet” cevabını veren ve itiraflarda bulunan İstanbul BŞB’li futbolcu, emeline ulaşamayınca şoke oldu.

ŞİKE soruşturmasının en çok konuşulan ismi hiç şüphesiz İstanbul Büyükşehir Belediyesporlu İbrahim Akın’dı.
Akın ile ilgili iddialar gazete manşetlerini ve televizyon ekranlarını günlerce meşgul etti. Önce Fenerbahçe maçında oynamamak için sarı lacivertlilerden 100 bin dolar aldığı iddia edildi. Ama bu suçlamayı bile geride bırakan başka bir iddia herkesi şaşkına çevirdi.
*İbrahim Akın şike yapmak için dini bilgisi güçlü bir yakınından şike fetvası aldı.

Türkiye bu iddiayı konuşurken, bir başka suçlama daha gündeme oturdu;
*İbrahim Akın, Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı’dan yarış atı alıp, kupa maçında şike yapmış.
Hürriyet, gazete sayfalarını süsleyen bu iddiaların arkasına düştü.
* Akın gerçekten yarış atı aldı mı?

* İbrahim’in futbol dünyasındaki lakabı ne?
* Savcılıkta ne ifade verdi, mahkemede neler söyledi?
Bu soruların yanıtlarıyla ilgili ilginç iddialar ortaya atıldı. gelin o iddiaları birlikte okuyalım...
Savcılıktaki ifadeyi kabul etmedi

İbrahim Akın’ın, savcılıkta verdiği ifadeyi mahkemede reddettiği iddia edildi. Şike yapmakla suçlanan futbolcu savcılıkta verdiği ifadede savcının, “Etkin Pişmanlık Yasası’ndan faydalanmak istiyor musun?” sorusuna, “Serbest kalacak mıyım?” sorusuyla yanıt verdi. Avukatına danışan Akın, savcının sorusuna, “Evet” dedi. Daha sonra mahkemeye çıkarılan İbrahim Akın tutuklanma talebi üzerine, “Bana serbest kalacağım söylendi. Bunun için suçlamalara imza attım. Bu ifademi kabul etmiyorum” sözleriyle karşı çıktı. Ama mahkeme İbrahim Akın’ı tutukladı.

Maç satmak için mi at konuştunuz?


İDDİALARA göre, savcılığın ve emniyetin bu konudaki araştırması bir telefon kaydına dayanıyor. O kayıtta İbrahim Akın ile Serdal Adalı konuşuyor (Not: İddiaya göre transfer görüşmesi)...
ADALI: Maç geçsin, transfer konuşulurken.. Senin istediğin at hediyesi olsun. Ben de başka bir at var, gerekirse ona bakarız.
AKIN: Tamam ağabey.


SORU: (Serdal Adalı’ya) Bu konuşmayı maç satmak için mi yaptınız?
ADALI: Hayır.

 Telefon konuşması -1


ADALI: Ahmet (Ahmet Ateş Beşiktaş Güvenlik Müdürü) kim bu Yusuf Turanlı?
ATEŞ: İbrahim Toraman’ın menajeri.
ADALI: Bana telefonunu bulur musun?
ATEŞ: Tabii..

Telefon konuşması -2

HAVUTÇU: Kalede Hasagiç mi oynuyor, öğrensene...
AKIN: Tamam hocam.

İbrahim Akın’ın lakabı ‘ATÇI’

İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi’nde forma giyen İbrahim Akın’ın futbol dünyasındaki lakabı “Atçı”. Futbolcu, telefon konuşmalarının çoğunda da bu isimle çağrılıyor.
ADALI: (Yusuf Turanlı’ya) Gel ama yalnız gel.
TURANLI: Tamam ağabey.
ADALI: Atçı’yı getirme, yalnız gel.

İbrahim’i alalım mı?

BEŞİKTAŞ’a yakın kaynaklara göre, Serdal Adalı’nın yukarıdaki konuşmanın dışında İbrahim Akın ve İskender Alın ile başka bir konuşması yok. Adalı; İbrahim ve İskender’in transferi için teknik direktör Tayfur Havutçu ile konuşmuş...


ADALI: İbrahim ve İskender’in transferini ister misin. Yarar sağlar mı?


HAVUTÇU: Yarar tabii.. İyi olur.


Bir kez de burda araya girelim; Yukarıdaki görüşmelerde Adalı'nın''transfer vurgusu NET! Üstelik ''MAÇ GEÇSİN'' de diyor...Adalı'ya ''YAMANMAYA'' çalışılan ''İDDİALAR'', haberin kendisinde çürürken NASIL OLUYORDA 108 YILLIK KULÜBÜN TÜM PRESTİJİ,İMAJI AYAKLAR ALTINA ALINABİLİYOR!!??


Basının Beşiktaş'ı, İbrahim Akın şikeyi itiraf etti diyerek yaftalamaya çalışan kesiminin yanında, TAM AKSİ HABERLER DE BASININ DİĞER AĞIR TOPLARINDAN GELDİ. İşte onlardan örnekler :

MİLLİYET
15 Temmuz 2011 saat 02:30

İDDİALARI REDDETTİLER ‘ŞİKE YAPMADIM’
http://gundem.milliyet.com.tr/iddialari-reddettiler-sike-yapmadim-/gundem/gundemdetay/15.07.2011/1414631/default.htm


Şike soruşturması kapsamında tutuklanan ve “şikeyi kabul ettikleri” iddia edilen İBB futbolcuları İbrahim Akın ve İskender Alın’ın suçlamaları reddettiği, şike iddiasını kabul etmediği ortaya çıktı.
MUSA KESLER İstanbul




Alın ve Akın, mahkeme sorgusunda, “Şike yapmadık, terimizin son damlasına kadar mücadele ettik” dedi. Suçlamaları reddeden BJK Asbaşkanı Serdal Adalı’nın avukatı ise Adalı’nın İbrahim Akın’a bir at hediye ettiği iddiasının gerçek olmadığını, böyle bir hediyenin verilmediğini söyledi. ‘Sedo One’ adlı at TJK’da Adalı adına kayıtlı. Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu da suçlamaları kabul etmeyerek, Akın ve Alın’ın transfer listesine alındığında, finaldeki rakibinin henüz belli olmadığını söyledi.

BJK TEKNİK DİREKTÖRÜ TAYFUR HAVUTÇU: “İbrahim ve İskender’e şike teklif etmedim”

“Suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Beşiktaş ile İBB arasında 11 Mayıs 2011’de oynanan maç öncesinde İBB’de oynayan futbolcular İbrahim Akın ve İskender Alın’a şike teklifinde bulunmadım. Göreve başladıktan sonra BJK yöneticileriyle konuşup, önümüzdeki sezon transfer edilecek sporcular ile ilgili bir liste hazırladık. Bu listede hem yurtiçinden hem de yurtdışından isimler vardı. Listede İbrahim Akın ve İskender Alın’ın da isimleri vardı. Ama listeyi hazırladığımda finalde Beşiktaş’ın rakibi belli olmamıştı. Akın ve Alın’la ilgili görüşmelerde bizzat bulunmadım.

BEŞİKTAŞ ASBAŞKANI SERDAL ADALI:

‘Transfer kararı verildiğinde BJK’nin rakibi belli değildi’

“Suçlamaları kabul etmiyorum. Nisan başında, Havutçu bana bir transfer listesi verdi. Bu listedeki yerli futbolcular arasında Akın ve Alın da vardı. Bu liste üzerinde bir süre çalıştık. Bu çalışmayı yaptığımız sıralarda İBB henüz rakibimiz dahi değildi. Ben Yusuf Turanlı ile transfer için ilk defa Bursa’da görüştüm. Bursa’da görüşmemin sebebi Havutçu’nun bu futbolcuların Galatasaray’ın da transfer listesinde olduğunu söylemesi üzerine oldu.(...) Türkiye Kupası maçından 2-3 gün önce Turanlı, Şişli’de bulunan işyerime geldi. Senelik transfer ücretini sordu. Fiyat veremeyeceğimi söyledim. Kendisi bana İskender Alın için yıllık 1 milyon 500 bin lira, İbrahim Akın için de 1 milyon 500 bin Euro gibi bir rakamdan bahsetti. Maçtan sonra para meselesini konuşacağımızı ilettim. Transfer etmek istediğim futbolcuya şike teklif etmem mümkün değildir.”


FUTBOLCU İSKENDER ALIN:


“Terimin son damlasına kadar mücadele ettim

Maçta elimden geleni yaptım. Bu iddialar menajerim Yusuf Turanlı’nın bana atmış olduğu abuk subuk mesajlardan kaynaklandı. Bugüne kadar bir haram lokma boğazımdan geçmedi. Sahada da terimin son damlasına kadar mücadele ederim. Havutçu’nun beni transfer etmek istediğini Turanlı’dan öğrendim. Kupa finali öncesinde Turanlı bana bir takım mesajlar attı. Bana ‘relaks ol’ diyordu. ‘Rahat olun, iyi oynamayın’ şeklinde mesajlar attı. Ben de bunu bu şekilde anladım. Şike iddiasını kabul etmiyorum. Bu olaydan dolayı şok oldum, şu anda şoktayım.”

İskender Alın'ın ''relax olun'' mesajının MENAJERİN İİŞGÜZARLIĞI OLDUĞUNA DAİR ''İTİRAFI'' ...

‘O maçta gol attım’

“Finalden bir ay önce BJK’den transfer teklifi aldım. Bunu menajerim Yusuf Turanlı bana iletti. (...) Ben bu transfer teklifini kabul ettiğimi söyleyince menajerim bunu Adalı’ya iletti. Adalı da menajerime transfer konusunun maçtan önce gündeme gelmesinin uygun olmayacağını, maçtan iki gün sonra BJK’nin transfer teklifini vereceğini bana telefonla ve mesajla iletti... Turanlı sanırım maçtan iki gün önce kendisinin Adalı ile benim adıma bir sözleşme imzaladığını söyledi. Turanlı’nın anlatmasına göre 2 milyon Euro isteğim kabul edilmişti. Maçtan birgün önce de menajerim mesaj atarak bu maçta rahat olmamı istedi. Benim bundan anladığım ‘gol atma’ şeklinde anlatımda bulundu. Sonra Turanlı’ya telefon ederek ‘Ben bu maçta çok iyi performans sergileyeceğim, bunu onlara (BJK yöneticilerine) ilet’ dedim. Maçta da bir gol attım.”

Burada gazete baskısında bir eksik var: SON PARAGRAF İ.Akın'a ait. İ.Akın ''relax ol'' dan gol atma anlamı çıkarmış ancak burda temel nokta o mesaj zaten BEŞİKTAŞLILAR TARAFINDAN ATILMIYOR,KALDI Kİ ORTADA BİR ŞİKE ANLAŞMASI OLMADIĞI DA AŞİKAR, NE HATIR NE DE PARA ŞİKESİ YOK, BUNUN KONUŞMASI DAHİ YOK, ÖZELLİKLE BEŞİKTAŞ KANADININ BU HUSUSA GÖSTERDİĞİ DİKKAT DE İFADELERDEN ANLAŞILIYOR...
PEKİ BİR TRANSFER GÖRÜŞMESİ NASIL OLUYOR DA TÜRKİYE'NİN EN GÜZİDE CAMİSINI YIPRATMA KAMPANYASINA DÖNÜŞTÜRÜLÜVERİYOR.!

FANATİK
15 Temmuz 2011 Cuma

İtiraf yok

http://fanatik.ekolay.net/Itiraf-yok_3_Detail_88_231285.htm
Belediyeli İbrahim Akın ve İskender Alın'ın savcılıkta itirafta bulunduğu, bu yüzden kendileriyle birlikte Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu'nun da tutuklandığı ileri sürülmüştü ama...

İşte o ifadeler...

İBRAHiM AKIN:
Ne şikesi kardeşim. Çıktım, oynadım. Beşiktaş’a bir gol attım, bir de asist yaptım.

İSKENDER ALIN:
Kupa finalinde terimin son damlasına kadar oynadım. Sakatlandığım için oyundan çıktım. Menajerim Yusuf Turanlı da bana maçtan önce, ‘Rahat ol’ dedi.


TAYFUR HAVUTÇU:
Hazırladığım transfer listesinde iki oyuncunun da adı vardı. Bu listeyi yönetime verdim. O zaman Belediye henüz kupada rakibimiz bile olmamıştı. Finalden önce menajer Yusuf Turanlı, ‘İki oyuncunun transferini konuşalım’ dedi, ‘Şimdi ortam uygun değil, yanlış anlaşılır’diyerek geri çevirdim.

SERDAR ADALI:
Görüşmelerimde sadece transfer görüşmesi yaptım. Şike teklifi gibi bir durum söz konusu değil.



İşte ''neler oluyor?'' dedirten, ibretlik haberler. Nasıl olur da bir kaç gazete ''şikeyi itiraf ettirtirken?!', diğer bir kaç gazete tam aksi yönde haberler yapar... Tek yorum '' ADAM ASMAYA , İNSAN HARCAMAYA MERAKLI ''  bu basın kuruluşlarının eline Allah kimseyi düşürmesin!
AYNI YÜZ KARASI HABERCİLİĞİ YAPAN NTVSPOR BAŞTA OLMAK ÜZERE DİĞER TV KANALLARININ DA KULAĞINI ÇINLATMAK BİR GÖNÜL BORCUDUR. ONLAR DA ANLAMADAN DİNLEMEDEN VE EN ÖNEMLİSİ ''ÖĞRENMEDEN'' BEŞİKTAŞ'IN ŞİKE?! YAPTIĞINI İTİRAF ETTİRDİLER.!

OLAYIN FARKLI BİR BOYUTUNA GEÇMEK İSTİYORUM SON ÖRNEKLER DE İBRAHİM AKIN'IN ŞİKE İTİRAFININ İHTİVASI İLE İLGİLİ, BEŞİKTAŞ'A YÖNELTİLEN OKLAR VE FARKLI İÇERİKLİ ''AYNI GÜNLERDE '' ÇIKAN HABERLER... GÖRÜNTÜ ''İTİRAF BEŞİKTAŞ'LA İLGİLİ'', İÇERİK TAMAMEN BAŞKA!

HABERTÜRK GAZETESİ

Fetva ile aldı, kumara verdi!

İbrahim Akın şike parasıyla kumar borcunu ödemiş!
15/07/11 08:16
http://www.htspor.com/istanbul_bsb/haber/648577-fetva-ile-aldi-kumara-verdi
Fenerbahçe'den 100 bin dolar aldığını itiraf eden İbrahim Akın'la ilgili flaş gelişme...


Beşiktaş’tan da transfer tekliği aldığını itiraf eden Akın’ın 100 bin doların bir kısmıyla kumar borcunu ödediği, 16 bin dolarını menajeri Yusuf Turanlı’ya verdiği ve 70 bin doları da cebine koyduğu ortaya çıktı!



Şike soruşturması kapsamında tutuklanarak cezaevine konulan İstanbul Büyükşehir Belediyesporlu futbolcu İbrahim Akın’ın savcılık sorgusunda şike karşılığı aldığını itiraf ettiği 100 bin doların akibeti ortaya çıktı. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk’in yürüttüğü soruşturmada iki şok operasyona imza atan İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 100 bin dolarlık şikede çok çarpıcı ayrıntılara ulaştı. F.Bahçe’nin 2-0 kazandığı İstanbul BŞB maçındaki şike için 100 bin dolar alan İbrahim Akın, iddiaya göre aracı olan yetkisiz menajer Yusuf Turanlı’ya paranın nasıl pay edileceği yönünde talimatlar verdi.

PARADA CEBİMDE A.K.

Polisin teknik takibine takılan ve soruşturma dosyasına giren dinleme kayıtlarına göre Akın, Turanlı’yı cep telefonundan arayarak paranın 14 bin dolarıyla Kıbrıs’ta yaptığı kumar borcunun kapatılmasını istedi. Akın, Turanlı’ya 16 bin doları almasını, geri kalan 70 bin doları ise kendisine teslim etmesi talimatını verdi. Yusuf Turanlı da yine iddiaya göre Fenerbahçeli yetkililerden aldığı parayla İbrahim Akın ile Etiler Nispetiye Caddesi’ndeki Big Chefs’de buluştu. Burada parayı teslim alan Akın’ın sevinci ise polisin mahkeme kararı ile yaptığı teknik takibe şöyle yansıdı: Turanlı’yı arayan Akın, “Parada cebimde a.k. balyalar” dedi.

MUHARREM ÇAĞLAR / AHT
İ.Akın'ın Beşiktaş ''İTİRAFI'' TAMAMIYLE TRANSFER İLE İLGİLİ , AMA BUNU ''AÇIKÇA YAZMAK'' GAZETE SATTIRMAZ!!!


HABERTÜRK'ten devam...

‘Talimatı Yıldırım verdi Ahmet Çelebi işi bitirdi’
http://www.htspor.com/istanbul_bsb/haber/648587-talimati-yildirim-verdi-ahmet-celebi-isi-bitirdi
100 bin dolarlık şike iddiasında baş döndüren trafik yaşandı.
15/07/11 08:50
Teknik ve fiziki takip sonucu olay şöyle gelişmişti: “Olaya genel bakış” başlıklı özet raporunda şike için Aziz Yıldırım’ın yöneticiler İlhan Ekşioğlu, Bülen İşcen ve Cemil Turan’a talimat verdiği, talimatın Ahmet Çelebi’ye iletildiği, Çelebi’nin de Yusuf Turan’lı aracılığ ile İbrahim Akın’a ulaşıp, Yıldırım’dan alınan 100 bin doları verdiği öne sürülüyor.


TALİMAT 4 GÜN ÖNCE
İddialar şöyle: Aziz Yıldırım maçtan 4 gün önce (26 Nisan’da) şike talimatı verdi. Yetkisiz menajer Yusuf Turanlı İskender Alın’dan kadro hakkında bilgi aldı. İbrahim Akın, para teklifi için din adamıyla görüştü. “Sakınca olmadığı” cevanını alınca teklifi kabul etti. Bu Aziz Yıldırım’a iletildi. Maç günü 14.07’de Turanlı ile Akın arasındaki görüşme şöyle:

TURANLI: Top sende ha.
İ.AKIN: Tamam ben hallettim ha, şey yaptım yani.
TURANLI: Yani top sende abiciğim. Sen sazı eline alırsan anasını ağlatırsın zaten. Hadi İbo bitir işini. Kaleciniz nasıl iyi mi?
İ.AKIN: Ya o şey bizim Oğuzhan Trabzonlu.
TURANLI: Ha ona yanaşmayın o zaman ya. Can’a yanaşamayız Can’a
İ.AKIN: O tamam ya
TURANLI: He Can tamam okey top sende öpüyorum seni.

Maç sonunda teknik takibe Metin Depe’nin “Sorma zaten bizimkilerde istemedi yenmemizi”, Can Arat’ın ise “Zaten bir bize maça yatın demedikleri kaldı kulüpten” sözleri takıldı.

Ayrıca İbrahim Akın ile Yusuf Turanlı arasında geçen şu diyalog da dikkat çekiciydi.. İ.Akın “Yusuf abi benim atı almadın mı ya... Olmaz abi öyle ya, al onu sen ya” dedi. Turanlı ise “Sen onda hiçbir şey yapma garanti yani” ifadesini kullandı.
 
yYukarıda koyu yazılı ve altı çizili ''kulüpten'' ibaresi dikkat çekici, peki İBB'Lİ YÖNETİCİLER NERELERDELER ???

GÜZEL BİR YAZI

U17 Kahramanları




Fatih Demireli · Tarih: 16 Temmuz 2011

Bugünlerde Futbol'daki şike skandalı dışında Futbol ile ilgili birşeyler yazmak tuhaf kaçabilir, kabul ediyorum. Ancak Futbol bir şekilde devam ediyor ve Meksika'daki U17 Dünya Kupası'nda en güzel yüzünü gösterdi bize. Türkiye'nin gençleri bu turnuvaya katılmasa da, Türk olan bazıları yüzümüzü güldürdü. Almanya U17 Milli Takımı'nda oynayan sekiz Türk genciyle gurur duyduk. Hepsinin ayrı ayrı özellikleri var. Şimdiden onları tanımak lazım…



Koray Günter: Milli Takım konusunda önce Türkiye'yi tercih etmişti ama ne olduysa Almanya'ya doğru keskin bir viraj aldı. Almanya Milli Takımının en önemli oyuncularından birtanesi. U17 Milli Takımı'nın Teknik Direktörü Steffen Freund, Koray için "Fizik olarak takımın en hazır oyuncusu. Onu geçebilen biri yok" diyor. Öyle ki, İngiliz devi Liverpool, Koray'ı uzun zamandır takip ediyor ve teklif de sundular, ancak Koray Borussia Dortmund'ta kalmayı tercih etti. Annesi Naziye Hanım "İngilizler Koray'ı izlediler ve beğendiler" diyerek de olanları doğruluyor. Koray, Futbola forvet olarak başlasa da, şimdi defansın en önemli elemanı. Ancak Koray'ın tek hüneri Futbol oynamak değil; annesinin kuaför olması nedeniyle Koray da bu alanda boy göstermeye başladı. Takım arkadaşı Samed "Annen saç kesebiliyorsa, sende kesersin" deyip, Meksika'da bir maceraya girdi. Çıkan sonuç ise hiç de iyi olmadı. Yinede takımın birçok oyuncusu Koray'ı tercih etti Meksika'da.



Koray Kaçınoğlu: Takımın en sessiz oyuncularından birtanesi, ancak bir o kadar da yetenekli isimlerin başında gelenlerden. Almanlar Koray Kaçınoğlu'ya "Holger" lakabını taktı, ancak bunun sebebi tam olarak bilinmiyor. Bir rivayete göre tipik bir Alman ismi olan Holger, Koray'ın tipik Alman Futbolcu tarzını yansıtıyor. Futbola Anadolu Türkspor'da başladı, MSV Duisburg takımında devam etti. Yeni sezon da ise Bundesliga ekiplerinden 1. FC Köln'de oynayacak. Türkiye'den de birçok takımın Koray'ı istediği konuşuluyor, hatta Türk Milli Takımı için de devamlı adı geçenlerden. Sağbek olan Koray için asıl önemli olan ise eğitimi; Okuluna çok önem veriyor ve yakın zamanda doktorasını yapmak için yoğun uğraş veriyor.



Kaan Ayhan: O da Türkiye'yi tercih ettikten sonra, Almanya formasını giyenlerden, hatta genç oyuncu Türk Milli Takım formasını bile giyidi. Kaan daha 5 yasındayken Schalke 04 formasını giymeye başladı ve kısa zamanda şehir içinde tanınmış bir yetenek haline geldi. Çok yönlü olması itibariyle hocaların göz bebeği. Henüz 16 yasında olmasına rağmen bu sezon Schalke'nin U19 takımına terfi etti ve önemli bir gelecek bekleniyor. Onu da İngiltere'den bazı takımların takip ettiği biliniyor.



Robin Yalçın: Almanya'nın en önemli altyapıların başında gelen VfB Stuttgart genç takımında oynuyor ve gelecek vaadeden oyuncuların en iddialı isimlerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Oyun stili nedeniyle Almanya'nın efsane oyuncu Klaus Augenthaler'e benzetiliyor. Transfer piyasasında çok önemli bir yeri şimdiden almış durumda; Bundesliga devi Bayern Münih'in Robin'e sayısız kez teklif yaptığı biliniyor. Stuttgart'ta defansın ortasında oynamasına rağmen, Milli takımın orta sahasında görev yaıyor, ancak bunu sorun etmiyor. Okul hayatına ve genel eğitimine fazlasıyla önem veriyor ve yaşantısını futbola endesklemek istemiyor. Robin'in "Futbolcu olmazsam, aç kalmam" açıklaması da bunu tastikliyor. Üniversiteye hazırlanıyor ve Spor ve Ekonomi alanında okumak istiyor.



Emre Can: Belki de sekiz Türk oyuncu arasında en önemli isim olarak ön plana çıkıyor. Meksika'daki performansı ile yine herkesi büyüledi ve geleceği konusunda çok ümit veriyor. Stil olarak Michael Ballack'a benzemesi, Almanya'nın üst kademe Milli Takımları için de umut vaadeden bir oyuncu. Türk Futbol Federasyonu idarecileri de Emre Can'ı ve ailesini Türkiye'den yana tercih yapması için çok uğraş verdi, ancak şimdilik olumsuz yanıt aldılar. Emre de sonuna kadar Almanya'da şansını denemek istediğini söylüyor. Büy ata 1,84 boyunda olmasını Annesinin "güzel yemek yapmasına" bağıyor. "Ailem genelde ufak boyludur ama ben böyleyim nedense" diyor. Daha 15 yasındayken Frankfurt'ta yaşayan ailesini bırakıp, Bayern'de oynamak için yanlız başına Münih'e yerleşti. Olgunluğunu da buna bağlıyor: "Tam anlamıyla yetişkin bir insan oluyorsun. Münih'te kendi kendimi idare etmeyi öğrendim."



Samed Yeşil: Takımın gol makinesi! Almanya Milli Takımın çeşitli yaş gruplarında gol ortamalası 1,0'in üstünde. Emre Can'dan sonra dikkatleri üzerine çeken başka bir isim olarak ön plana çıktı son dönemde. Bayer Leverkusen'in altyapısında oynayan Samed'e Arsenal'in teklif yaptığı konuşuluyor, ancak genç oyuncu şimdilik Almanya'da kalmayı tercih ediyor. Türkiye'den Trabzonspor'u tuttuğunu söylese de, Süper Lig'de futbol oynamayı düşünmüyor. Büyük bir Playstation hastası: Hayranı olduğu ve örnek aldığı Mesut Özil'den dolayı genelde Real Madrid ile oynuyor. Bunun dışında Bayer Leverkusen ile oynamayı tercih ediyor.



Levent Ayçiçek: Orta sahanın her yerinde görev yapabilen Levent, Futbolcu bir aileden geliyor. Abisi Deniz de Hannover'in ikinci takımında oynuyor ve bu sezon hazırlık kampında Bundesliga kadrosu ile birlikte kampa gitmeyi başarmış bir isim. Levent de abisi gibi bir zamanlar Hannover'de oynuyordu. Çok yönlü bir oyuncu ama özellikle oyun kurucu olarak görev yapmayı terch ediyor. Babası Türk, Annesi Alman olan genç oyuncunun ilerde Türk Milli Takımı'nda oynama ihtimali zayıf gözüküyor. Şimdiden Adidas tarafından özel bir sponsorluk anlaşması ile donatıldı. İlk formasını giydiği Rehburg takımının gençlerine devamlı krampon hediye etmesiyle de büyük beğeni topladı.



Okan Aydın: Hala Meksika'daki Ü17 Dünya Kupası'nda Panama'ya attığı o müthiş gol akıllarda. Yeteneği üst düzeyde ve Tekniği ile takımda eşi benzeri olmayan bir oyuncu tipi. Leverkusen'den takım arkadaşı Samed ile uyumu olağanüstü. Daha altı yaşındayken Bayer Leverkusen altyapısında Futbola başladı ve hala orada oynuyor. En büyük hayali de Bayer Leverkusen'in A takımında forma giymek. Türkiye'nin de çok istediği oyunculardan biri. Ailesi de Okan'ın Türkiye'den yana tercih yapmasını istiyor.
 
http://www.ntvspor.net/yazar/fatih-demireli/603/u17-kahramanlari (Ntvspor.net'ten Alıntıdır. )

14 Temmuz 2011 Perşembe

BLOG RUHU VE YORUMLAR

Bloglar sıradan vatandaşın duygularını ve düşüncelerini meşrulaştırdığı ve paylaştığı alanlardır.

Lütfen yorumlarımızla bu duygu ve düşüncelere katkıda bulunalım.Blog ruhunu yaşatalım.

Ziyaret sayısı ve okumalar için sonsuz teşekkürler.

13 Temmuz 2011 Çarşamba

AXEL WİTSEL BENFİCA'DA

Axel Witsel dikkatimi çekmişti. Hızlı,teknik ve genç bir oyucu.
Eden Hazard kadar ilgi çekici bir top tekniği olmasının yanı sıra, bir oyuncunun ilgi alanıma girmesi için gereken şey de onda mevcut : top ayağına yakışıyor.
Açıkçası daha kuvvetli,çalışkan ve gol yollarında daha becerikli olursa sırf benim değil herkesin ilgi alanına girer. Tüm bunlardan biraz biraz var. Önemli olan ortalamanın üstüne çıkması.
İşin en önemli boyutuysa 18 yaşından beri onu takip eden herkesin farkettiği gibi, onda bahsettiğim özellikleri ortalamanın üstüne çıkarma potansiyeli var...
Türkiye ile oynayacakları maçtan evvel Milan'ın onunla ilgilendiği yazılmıştı,ardından Lİverpool dedikodusu çıktı.
Ben (bu blogda daha önce bahsettiğim gibi) Eden Hazard'ın ve Axel Witsel'in bu sezon artık bir büyük transfere imza atacaklarını tahmin etmiştim. Eden'den ses yok...Bir diğer tahminim Gervinho Arsenal'de.
Bugün de bir haber düştü...Axel Witsel Benfica'da...
Esasen bir süredir konuşuluyordu,bir anda bitmedi bu tranfer... Coentrao , Benfica'dan Real Madrid'e gidince, o paranın bir kısmıyla bu ''potansiyel yıldız'' da Benfica'nın yolunu tuttu.
Oyuncunun planladığı bir transfer olduğunu sanmıyorum. Hücum yeteneği önplanda olan bu oyuncuyu pek çok bölgede değerlendirebilirdi kulüpler. Ancak Standart Liege'in bir takım yönetimsel sıkıntıları olduğu dedikodusu kulağımıza gelmişti,belki bu yüzden ''orta sınıf'' bir takıma transfer oldu Axel.
DH.be sitesi bu transferin 8 milyon euroluk bonservis ücreti ve 1.2 milyon euroluk yıllık maaşla gerçekletiğini iddia ediyor.
Benfice atlama tahtası olur mu zaman gösterecek,bu mümkün çünkü henüz yaşı çok genç (22)...

HAS FUTBOLSEVER HAYALLERİ VE FORMALAR

Bir 10 gündür fenalardayız.
Türkiye'de futbol dedin mi atmosfere gam,kasvet hakim.
Yalnız Ginolalar,Savicevicler,Bergkamplar geliyor aklıma kimi zaman.
''İlk Dönem Ntv'' günleri ...
Futbol Munidaller,Avrupa'dan Futbollar...
Mesela hatırlanır mı bilmem Gremiolu 18 yaşındaki genç yetenek Ronaldinho ilk olarak Futbol Mundial'de boy göstermiştir Türk tvlerinde.
Yavaştan yavaştan başlayan Premier Lig furyası da eklenince işin içine keyfimiz katlanmıştır...
Bir yandan Football Manager ve Championship Manager serilerine kaptırıken kendimi,bir yandan da GOAL dergisiyle harmanlıyordum bu keyfi.
Hep derim eğer bir spor kanalında futbol spikerliği yapsaydım hayatımda bulunabileceğim en doğru yerde bulunmuş olurdum ve ''sevdiği işi yapanlar'' kategorisine girer ''mutlu bir adam'' olurdum.
Ama neyse...
Yaş 25'e gelince,üniversite sonrası yeni düzen arayışı da baş göstermişken ve tüm ''kirli ŞÜPHELERE'' inat, dergileri biriktirmek,dünya kupaları ve avrupa şampiyonalarının harika belgesellerini toplama isteği yanında bir de uzun vadeli hayali gerçekleştirme iradesi hissettim bünyede...
Mesela bu sene bizlere veda edecek,gönlümüzde futbolu temize çıkaran bir efsanenin formasını almalıyım...
Nostaljik arsenal formama,O'nun 11'ini de eklemeliyim.
Totti ve Del Piero gibi efsaneler de sırada olmalı mesela...
Gül gibi geçinip gitmeliyim hayattan keyif almak isteyen tarafımla.

...

Forzabesiktas.com'da çarşı grubu bir açıklama yayınladı.Tüm Beşiktaşlıları bu tavra destek olmaya diğer kulüp taraftarlarını da benzer tavrı örnek almaya davet ediyorum. Sadece kendimizi düşündüğümüz hiçbir düzen sonsuza kadar sürmeyecektir. Eğer masumane sevgiler beslediğimiz takımlarımız üzerinden kandırılmaya bugün dur demezsek,safiyane bir şekilde koruduğumuz kolladığımız takımlarımızın saf duygularımız kadar berrak kalması için sabır göstermezsek BUNDAN SONRA HİÇBİR ŞEYDEN ŞİKAYET ETMEYE VE TAKIMLARIMIZIN GERÇEKTEN BÜYÜK,GERÇEKTEN ONURLU olduğunu söylemeye hakkımız kalmayacak...


Evet , kimse kulübü ağır cezalara muhatap olsun istemez. Bununla başa çıkmanın bir yolu yok. Ama su akacak yolunu bulacaktır.

Takım sevgimiz EGO KRİZİNE dönüşmemelidir, altın yere düşmekle değerinden hiçbir şey kaybetmez.

Yargı sürecinin her aşamasınde FEVRİ TAVIRLARDAN uzak durmalıyız. Sabır ve geleceğin ÇOK SEVDİĞİMİZ FUTBOL adına temizliklerle dolu olacağı inancıyla beklemeliyiz.Yargılama sonunda ortaya konan duruma göre tavrımız netleşmelidir.

Bu durumda TFF de ligleri başlatmak hususunda en azından 1 aylık bir ertelemeye gitmelidir . En azından daha somut verilerle hareket etmelidir. Bizler de veriler somutlaşmadan tepkilerimizi daha ılımlı ve pozitif vermeliyiz. TABİ EĞER PARANIN,PULUN,GÜCÜN ETKİ ETMEDİĞİ BİR LİG İSTİYORSAK.

Soruşturmada adı geçen tek bir kulüp yok,pek çok kulüp var. Meseleyi tek bir kulüp şahsına indirgemekten vazgeçmeliyiz. Meseleyi komplo teorileriyle karmakarışık hale getirmemeliyiz.

Bu ligin tairhinde şampiyonluk yolunda ''MASA BAŞI'' engellemelere maruz kaldığını iddia etmeyen bir büyük kulüp daha yoktur.Malatya'ya giden araba anahtarları, 40metreden çalınan penaltılar,3-0dan dönüveren maçlar,8 puandan çevrilen şampiyonluklar vb pek çok İDDİA ile sürekli haşır neşir oluyorken, SONUNDA ''BEKLENEN'' OLUNCA, ORTALIK KIZIŞINCA,MESELELER 14 NİSAN 2011 TARİHİNDEN İTİBAREN (CEZA YASALARI GERİYE YÜRÜMEZ) AÇILIVERİNCE NEDEN KIVIRIYORUZ,NEDEN NEREDEYSE ''BİZİM LİGİMİZ ASLINDA TERTEMİZ '' DEME NOKTASINA GELİYORUZ, NEDİR BU HERKESİN HERKESİ AKLAMA ÇABASI...

Beklentimiz şu olmalıdır, gönülden öyle geçer ki HAKKINDA ŞİKE İDDİASI OLAN ''HERKES'' SAVCILAR ÖNÜNDE,HAKİMLER ÖNÜNDE AKLANSIN...

YOKSA...

GEREĞİ YAPILSIN.

UTANMAKSA GEREĞİNİN YAPILMASININ ÖNÜNDE DURANLARA KALSIN.

ÇARŞI TARAFTAR GRUBU AÇIKLAMASI

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Şike Operasyonu-Fenerbahçe-Futbol-Hayat ve Taraftarlık

Uzun uzun anlatılacak bir şey yok. Gelişmeler herkesin malumu. Gözaltılar,sorgular,mahkemeye sevkler,tutuklananlar,tutuklanmayanlar ve bunlara ek haberler,yorumlar vesaire vesaire...
Aklımda kalanlarsa şunlar olacak :
1- Medya,basın; kısaca haberleşme vasıtaları modern dünyanın kontrolden çıkmış unsurlarıdır. Anayasalarda mevcut olan haberleşme özgürlüğü ve bilgilendirme haklarına yaslanarak ''cahelatle'' örülü işlere imza atıyorlar. Dur diyebilen yok. Çünkü burda tek otokontrol haberi yapanın,o haberi yorumlayanın akıl ve vicdanında.
2- Türk hukuk sisteminde sorgu aşaması çok sancılı...Ciddi sıkıntılar var, her sorgulanan,ifadesi alınan insan ağır bir muamelenin muhatabı oluyor.
3- Türk insanın aklında oturmayan en önemli konu ''sistem''... Burada konu adalet sistemi. Oturmamış. Çünkü tarafız,adaletin,hukukun değil sadece kendimizin tarafıyız.Önemli olan ''biziz'',''kendimiziz'', ortada bir takım ''ŞÜPHELİ'' durumların olması bizi alakadar etmiyor. E burada bir de kamu hukuku adına hareket eden insanlar var,bunlar resmi görevliler.Emniyet mensupları,savcılar. Ufukta hakimler de görünüyor. Neyse ,bunların, ''adlarına hareket ettikleri'' bir toplum var, gelgelelim o toplum da ''hakkında şüphe olanların'' karşı ''TARAFINDA'', YANİ ONLAR DA LİNÇE HAZIR. Peşin hükümlüler.!
Ayrıca ne yazık ki bu madde Türkiye'de geniş kesimleri ilgilendiren her türlü yargı konusu için geçerli.
4- Meselenin ''basit oyun: Futbol''luk bir tarafı da var tabi. Memleketin,dünyanın karanlık işlere alet edilmeye çalışılan hiçbir dalı,alanı kalmamışken , futbolun temizliğine zeki futbolsever inanmaz, ama futbolsever spontane duygularının,bir takım maçlardan önce bir takım insanlarca belirlenen ''evcilik oyununa'' kurban edilmesini,kandırılmayı da istemez. HİÇ BİR FUTBOL KULÜBÜNÜN TARAFTARININ ''SATIN ALINAN'' BAŞARILARLA MUTLU OLACAĞINA İNANMIYORUM. E bu derin inancım, bu ''ŞÜPHELİ'' konularda da GERÇEĞİN ortaya çıkarılması arzusunu uyandırıryor. Her futbolsever gibi. Beşiktaş,Fenerbahçe,Galatasaray''SEVER'' demiyorum,futbolsever diyorum.
5-''Milat bu mu olmalı ''diye gönlü yanarak soran Fenerli dosta da, hukuk ilkeleri toplumun bir kesiminde adalate hissi uyandırırken,bir kesiminde tam aksi etki yaratabilir ancak ''CEZA KANUNLARI GEÇMİŞE YÜRÜMEZ '' milat Fenerbahçe,Trabazonspor,Beşiktaş,Sivasspor değildir ,milat 14 Nisan'dır,diyebiliriz ancak.
6-Hiçbir taraftara takımının ''haksızca'' kazandığını anlatamazsınız,bunu şahsi dostlarıma da örneklerle anlatmışımdır,yoksa Metin Oktaylara,Hagilere,Metin Ali Fayyazlara,Oğuzlara,Aykutlara duyduğunuz sevgide yalandı dersiniz bu insanlara. Hayatınız yalandı dersiniz. Ki bu insanlar takımlarını seven,futbolu sevdiğine ''inandığım'' , ''zararsız'' insnalardır. Sıradan taraftarın , takımıyla duyduğu gurur dışında hiçbir çıkarı yoktur. Bu işte en çok üzülebileceğimiz kesim taraftarlardır. ONLARIN TUTTUĞU ,TAKIMLARDIR,RENKLERDİR,TARİHTİR,ARMADIR,RUHTUR,HİSTİR!
ONLAR KİŞİLERİ TUTMAZLAR!
ONLAR 108 YILDIR,106 YILDIR,104 YILDIR HER VEFAT EDENİN YERİNİ 5 YAŞINDAKİ BİR ÇOCUĞUN ALDIĞI,HEP BERABER YAŞAYAN,EKSİLMEDEN,YOK OLMADAN,AYNI HİSSİ BİRBİRLERİNE AKTARAN YAŞAYAN YEK VÜCUD BİR ORGANİZMADIR!
KİŞİLERİN ŞAHSİ ÇÜRÜKLÜKLERİ SEBEBİYLE YAPMIŞ OLDUĞU HATALARLA,KOSKOCA BİR KİTLEYİ KANDIRMAYA ÇALIŞMASINDANSA,VERİLEBİLECEK CEZALARA HEP BERABER GÖĞÜS GERMEK,AYNI FORMAYI AYNI ONURLA SIRTA GEÇİRMEK VE EN TEMİZİNDEN BİRİNCİLİKLER,İKİNCİLİKLER VEYA SONUNCULUKLARLA ALNI AK,TAKIMINDAN KEYİFLE BAHSETMEK,HUZURLA BAHSETMEK BU ORGANİZMANIN,HER BİRİ BİR HÜCRESİNİ TEŞKİL EDEN BİREYE DÜŞEN BİR ONURDUR.
BEŞİKTAŞ,FENERBAHÇE KÜMEDE KALMA SAVAŞI VERMİŞ KULÜPLERDİR,GALATASARAY GEÇEN SEZON DAHİ BU HİSSİ YAŞADI.BİR TEK TARAFTARIN TAKIMINDAN VEZGEÇTİĞİNİ SANMIYORUM.
BİR TARAFTARI KÜME DÜŞMEK DEĞİL,LEKELENMEK YARALAR.
Ve son olarak Masumiyet Karinesini hatırlatmak gerek: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 6/2; “Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır.''