Fakat bir kar yağmadı...Pencereyi açınca komşu apartmanın balkonundaki şaşırtıcı manzara, akşam perdesi çekik pencerede pembe-turuncu bir ışık görülemedi.
Evet canım,kesin.Eskisi gibi değil. Dünya doğal bir oyun alanıyken şimdi sıkıcı bir gözlem evine dönüşmüşse de, mahalleye yeni kurulan dört bloklu sitenizden yadigar toprak yığını üzerinde naylon poşet vasıtasıyla kaydığınız günleri ya da boğucu ortaokul yıllarında dışarda kar,perdelerle kapalı pencerelerde de turuncu bir ışık izi varken İtalya Seri A liginden Roma-İnter maçı izlediğinizi günü yadetmek yine de çocuksu bir coşkuya sebebiyet verebilirdi...
Bir perşembe günü elinizde o haftanın Penguen'iyle koca odanıza girer,dışarda dün gece yağan karın beyazı yerlerdeyken,yerde bir gün geçiren kar beyazla beraber çamur grisini de sokaklara taşımışken, kaset çalara Duman'ın yeni keşfettiğiniz ilk kasedini takarsınız ve '' Köprü Altında '' eşliğinde yarı huzurlu yarı huzursuz derginizi okumaya dalarsınız.
Bir başka gün karsız günlerin veya bilemediniz kar-ardı soğuğunun etkisiyle senede bir kez muhakkak kapıldığınız grip-üst solunum yolları enfeksiyonu karışımının size tek getirisinden faydalanırsınız ve ailenin acımasıyla alınan doktor raporuyla beraber,babanız yanınızda arabadan iner eve dönersiniz.Yine bir huzursuzluk varsa içinizde o da daha az önce ,içindeki pek çok şeyi anlamayacağınız ama almanın size kendinizi iyi hissetireceğini düşünerek aldığınız Chip dergisiyle o huzursuzluğu da atmak üzeresinizdir. Serpiştiren kar eşliğinde,yerlerdeki yeri çamur yarı kar kütleye basarak gidilmiştir apartman girişine...
Kar yağdığı günlerden birinde okul kapısından tüm diğer servis ve o servis araçlarının içindeki diğer öğrenciler gibi pamuksu beyaz sokaklardan-ki henüz günün ilk saatleri olduğu ve yağış devam ettiği için sadece pamuksu beyazdır ,çamur siyahı veya grisi yoktur- gerisin geriye eve doğru yol alınır. Bembeyaz örtüden bembeyaz ışık üzmesi giren hafif soğuk odada uyumak öğrencinin en büyük ödülü değilmiş meğerse sadece öğrencinin değilmiş daha doğrusu. Herkesin hayatta bir kaç kez aldığı veya almayı umduğu,ya da şimdi benim yaşadığım gibi hem aldığı hem de yine aynı şekilde-belki bu kez yataktan hiç çıkmadan- almayı beklediği bir ödülmüş...
Bu yazıyı yazmak gibi bir fikrim yoktu...Ama az önce yatağımda doğrulup, acaba gözüme griymiş gbi görünen gökyüzü,gü ışığı bana bir sürpriz yapar mı diye düşünerek perdeyi araladım.
Ama ''Senelerdir bir kar yağmadı arkadaş...''
Üstelik henüz çok küçükken,ilkokuldayken ablam ve babamla evimizin balkonunda yaptığımız kardan adamdan bahsetmem bile gereksiz olur,havada tek bir kar kokusu dahi yokken. Çünkü bu özlem yazısından çok daha ağır ve değerli anılar, eski mahallemdeki ''karlı günler'',özlediğim kardan adam, en güzel oyunlardan kar topu ,çocukluk arkadaşları,ablamın ve benim çocukluğumuz,babamın ve annemin gençliği...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder