9 Şubat 2010 Salı

MESSİ-ARDA






Bu ay ki yazılarda geçtiğimiz haftalarda olan bitene bir bakış açısı getirelim...
Bence geçen ayın en enteresan tartışma konularından biri Messi-Arda kıyasıydı.Bu kıyası Hıncal Uluç başlattı ama zaten klasik Türk aklı her zaman bu gibi kıyaslamalara giriverir...Bizde bir şeyi yüceltmek hep yabancı bir başka değerle kıyaslanarak yapılır... Milli bir aşağılık kompleksi diyip geçelim o konuya.
Messi Arda kıyasında, meseleye Messi kısmından bakarsak ''Acaba bu adam ne yapıyor?'' sorusuna cevap arayarak başlamak gerek. Messi klasik bir sağ açık değil,onu klasik bir sol bekle durdurumaz,marke edemezsiniz,içeri kateder.Arkasındaki adama yer açar...Büyük tehlikeler yaşarsınız.
Messi içeri katetse de katetmese de , adam eksiltir,atamayacağı çalım türü yoktur. Messi hızlıdır,Messi kolay düşmeyen,önce oynamayı düşünen adamdır. Messi şu ana kadar La Liga 2009-2010'da 16. golünü atmış bulunuyor.Bir o kadar asist yapar bu adam...Messi skandallar kralı değildir,mahcup adamdır izlediğimiz kadarıyla ropörtajlarından...Ve bu adam serbest vuruş çalışması yapan bir adam antrenmanlarda...Xavi'den,Dani Alves'ten,İbrahimoviç'ten fırsat kalırsa serbest vuruşlarına da yansıyacak bir becerisi var...
Ya Messi bunları yaparda kıyasladığımız adam ne yapar ona da bakmak lazım...
Arda Turan...Türk futbolunun 3 yıldır gündeminde olan yıldız ismi...
Bakın bu adam şu an için değeri bilinmesi gereken biri.Sergen Yalçın futbolu bırakmış,Yıldıray Baştürk sakatlıklardan kurtulup ülke futbolunda oyun kurucu rolünü üstlenecek vaziyette değil,Yusuflar,Tümerler artık futbol hayatlarının son demlerinde...Türk futbolunun ''ofansif yetenek'' arayışında buluştuğu nokta Arda'dır.Bu bile onu önemli kılıyor.Değeri bilinmeli. Ancak kurak,stresli ve düzensiz Türk futbolu içinde ondan Messi'nin ulaştığı seviyede olmasını beklemek başlıca hatadır.Saha içinde yapabileceklerinden önce saha dışında mücadele ettiği atmosferden dolayı bile onu Messi'yle kıyaslayamazsınız...
Kıyası kabul etmeyenlere aşağılık kompleksiyle dolu olma yaftası yapıştırılsa da, bu kıyaslamayı yapanın Arda'ya acımadığı , Messi'yi izlemediği düşünülür. Ya da en azından bu kıyaslamayı hiç bir objektif veriye dayanmadan yaptığı...
Arda serbest vuruş kullanan,goller atan bir oyuncu değil...Arda klasik bir sol açık değil Messi gibi ama O,Messi gibi durudulması zor bir adam değil. çünkü en başta hızlı değil,onun kadar dayanıklı değil. Arda'nın zaman zaman gücünü yüreğinden alarak oynadığına şahit olduk ama Barcelona gibi her takımın 11 kişi defans yaptığı bir takımda oynamıyor olmasına rağmen attığı golle maçı aldığını göremedik.İstisnalar kaideyi bozmaz fark da burda Messi için bu tip sorumlulukları alıp,başarıyla üstesinden gelmek bir istisna değil.
Arda ne hızı ne dayanıklılığı ne duran top becerisi konusunda kendini geliştirebildi...Üstelik Türkiye Süper Ligi'nde ilk senesi de değil bu genç adamın...
Güntekin Onay Arda için daha bir iki hafta önce ''32 yaşında gibi oynuyor'' dediğini hatırlıyorum...Arda psikolojik olarak da yıpratılmış bir adam...Bunu yapan bizleriz...Messi'yse daha bir 5-10 sene eller üstünde dolaşacak.Bu da bizim futbol dünyamızın,bu kıyaslamada Arda'nın üstüne yıkmış olduğu bir dezavantaj...
Kıyaslamalar bir yana Arda Turan artık bir başka ülkede,bir başka takımda oynamak zorunda...Akıl sağlığı,futbol kariyeri ve kendini geliştirebilmek için buna mecbur...
Çünkü 23 yaşında bir genç,Fatih Terim-Hakan Şükür karışımı bir olgunluk oyunu oynuyor.Para,yetenek,şöhret ve her şeye rağmen iyi ilerleyen futbol kariyeri Ona kendi işinin kralı,lideri,fenomeni olma arzusu verdi.Belki bu durumdaki bir adamın yapabileceği en doğru sarhoşlukla ''ben büyük adamım,büyük sorumlulukların adamıyım'' demeyi seçti...Bu role soyunmasa inanın çok daha rahat ederdi.Gözleri kendi üstüne çekmek, gözlerden uzak kalmaktan hep daha zordur.Daha rahat önünü görebilirdi,daha rahat kendini görebilirdi daha rahat ilerleyebiirdi ve kafası dahar rahat olabilirdi.
Sanırım üstlendiği bu rölde etrafına faydalı olma çabası da vardır.Daha dikkat çekici olanı ise Galatasaray'da Hakan Şükürlü,Arif Erdemli,Bülent Korkmazlı,Hasan Şaşlı,Ergün Pembeli ''abiler dönemi''nin sona ermesinin ardından yeni dönemin en önemli figürü olma amacını üstlenmiş görünüyor...100küsur yıllık kulübün futbol takımının efsaneler listesine girmek istemesi de doğal.Ama 23 yaşında hem bu tip psikolojik savaşlara girip hem en büyük futbolcu olmak...
İMKANSIZ...

Hiç yorum yok: