16 Şubat 2010 Salı

RONALDO RİO KARNAVALINDA

Ronaldo şimdi Brezilya'da Rio karnavalında...
Efsane sağ bek karnaval yıldızı olmak için en azından emekliliği beklemiş...
Cafu...

11 Şubat 2010 Perşembe

GENÇ YETENEK

İker Muniain-ATLHETİC BİLBAO
92 doğumlu İspanyol hücum oyuncusu Muniain henüz çok genç olmasına rağmen adını duyurmaya başladı.
Oyuncuyu en son Manchester City ciddi şekilde istedi. Muniain oldukça yetenekli bir oyuncu ayağına hakim ve hızlı.İlerleyen yıllar onun sahip olduğu yetenekleri ortaya koyması için yeterince fırsat verecektir ona.
Gol bölgelerinde kendini gösterdikçe,yıldızı da parlayacak.
Bu sen şu ana kadar, eleme maçları dahil EURO Lig'de 7 maçta 2 gol 1 asisti var.
İspanya Liginde ise 14 maçta 3 gol 2 asist sahibi.
Bu gollerden birini de geçtiğimiz haftasonu Xerez'e karşı attı.
Muniain aynı zamanda İspanya U-17 milli takımının da oyuncusu. 

10 Şubat 2010 Çarşamba

BÜYÜK HAFTA

Benim için şubat ayı ve mart ayının iki özelliği var: uykusuz gecelerin iki heyecanı ...
1- NBA All star haftasonu
2- Oscar ödül töreni.
İlki bu haftsonu gerçekleşecek. Cumartesi,pazar ve pazartesi geceleri...
Öncelikle şunu belirtmeliyim eğer son seferde olduğu gibi sıradan bir yetenek yarışması gecesi yaşanırsa NBA All Star haftasonunun tüm çekiciliği kaybolacak gözümde. Gerçi hemen ertesi gece de maç oluyor ama yine de havamı kaybederim diye düşünüyorum...
Benim gözümde sahne dünyasının yıldızlarını,Amerika'dan dünyaya yayılan heyecanın ve şov havasının bu haftasonuna kattığı çok şey var. Shaq'ın bu haftasonuna kattıklarından mahrum seneler başlasa da henüz onun kadar renkli bir isim de görünmüyor,kötü olan bu.
Bu haftasonu için se Kobe ve Allen Iverson'un durumlarının belirsizliği,gecenin sönük geçme ihtimalini doğruyor ne yazık ki.Bekleyeceğiz bakalım.
İşte kadrolar:
Batı Karması’nın kadrosu:
*Steve Nash (Phoenix)


*Kobe Bryant (L.A. Lakers)

*Carmelo Anthony (Denver)

*Tim Duncan (San Antonio)

*Amar'e Stoudemire (Phoenix)

Chris Paul (New Orleans)

**Deron Williams (Utah)

Brandon Roy (Portland)

**Kevin Durant (Oklahoma City)

Dirk Nowitzki (Dallas)

**Zach Randolph (Memphis)

Pau Gasol (L.A. Lakers)



Doğu Karması da şu oyunculardan oluşuyor:


*Allen Iverson (Philadelphia)


*Dwyane Wade (Miami)

*LeBron James (Cleveland)

*Kevin Garnett (Boston)

*Dwight Howard (Orlando)

Joe Johnson (Atlanta)

**Al Horford (Atlanta)

**Rajon Rondo (Boston)

Paul Pierce (Boston)

**Derrick Rose (Chicago)

**Gerald Wallace (Charlotte)

Chris Bosh (Toronto)



Son bir not:
Los Angeles Clippers'ın pivotu Chris Kaman, 14 Şubat gecesi Dallas'ta düzenlenecek All-Star maçında Batı Karması forması giyecek. Sakatlanan Brandon Roy'un yerine başkan David Stern tarafından davet edilen Kaman, kariyerinde ilk kez All-Star seçildi.

Haftanın Güzel Golleri




05.02.2010 Beşiktaş-Gençlerbirliği 2-1 Gol: Bobo



Barcelona-Getafe 1-0 Gol: Messi

9 Şubat 2010 Salı

MESSİ-ARDA






Bu ay ki yazılarda geçtiğimiz haftalarda olan bitene bir bakış açısı getirelim...
Bence geçen ayın en enteresan tartışma konularından biri Messi-Arda kıyasıydı.Bu kıyası Hıncal Uluç başlattı ama zaten klasik Türk aklı her zaman bu gibi kıyaslamalara giriverir...Bizde bir şeyi yüceltmek hep yabancı bir başka değerle kıyaslanarak yapılır... Milli bir aşağılık kompleksi diyip geçelim o konuya.
Messi Arda kıyasında, meseleye Messi kısmından bakarsak ''Acaba bu adam ne yapıyor?'' sorusuna cevap arayarak başlamak gerek. Messi klasik bir sağ açık değil,onu klasik bir sol bekle durdurumaz,marke edemezsiniz,içeri kateder.Arkasındaki adama yer açar...Büyük tehlikeler yaşarsınız.
Messi içeri katetse de katetmese de , adam eksiltir,atamayacağı çalım türü yoktur. Messi hızlıdır,Messi kolay düşmeyen,önce oynamayı düşünen adamdır. Messi şu ana kadar La Liga 2009-2010'da 16. golünü atmış bulunuyor.Bir o kadar asist yapar bu adam...Messi skandallar kralı değildir,mahcup adamdır izlediğimiz kadarıyla ropörtajlarından...Ve bu adam serbest vuruş çalışması yapan bir adam antrenmanlarda...Xavi'den,Dani Alves'ten,İbrahimoviç'ten fırsat kalırsa serbest vuruşlarına da yansıyacak bir becerisi var...
Ya Messi bunları yaparda kıyasladığımız adam ne yapar ona da bakmak lazım...
Arda Turan...Türk futbolunun 3 yıldır gündeminde olan yıldız ismi...
Bakın bu adam şu an için değeri bilinmesi gereken biri.Sergen Yalçın futbolu bırakmış,Yıldıray Baştürk sakatlıklardan kurtulup ülke futbolunda oyun kurucu rolünü üstlenecek vaziyette değil,Yusuflar,Tümerler artık futbol hayatlarının son demlerinde...Türk futbolunun ''ofansif yetenek'' arayışında buluştuğu nokta Arda'dır.Bu bile onu önemli kılıyor.Değeri bilinmeli. Ancak kurak,stresli ve düzensiz Türk futbolu içinde ondan Messi'nin ulaştığı seviyede olmasını beklemek başlıca hatadır.Saha içinde yapabileceklerinden önce saha dışında mücadele ettiği atmosferden dolayı bile onu Messi'yle kıyaslayamazsınız...
Kıyası kabul etmeyenlere aşağılık kompleksiyle dolu olma yaftası yapıştırılsa da, bu kıyaslamayı yapanın Arda'ya acımadığı , Messi'yi izlemediği düşünülür. Ya da en azından bu kıyaslamayı hiç bir objektif veriye dayanmadan yaptığı...
Arda serbest vuruş kullanan,goller atan bir oyuncu değil...Arda klasik bir sol açık değil Messi gibi ama O,Messi gibi durudulması zor bir adam değil. çünkü en başta hızlı değil,onun kadar dayanıklı değil. Arda'nın zaman zaman gücünü yüreğinden alarak oynadığına şahit olduk ama Barcelona gibi her takımın 11 kişi defans yaptığı bir takımda oynamıyor olmasına rağmen attığı golle maçı aldığını göremedik.İstisnalar kaideyi bozmaz fark da burda Messi için bu tip sorumlulukları alıp,başarıyla üstesinden gelmek bir istisna değil.
Arda ne hızı ne dayanıklılığı ne duran top becerisi konusunda kendini geliştirebildi...Üstelik Türkiye Süper Ligi'nde ilk senesi de değil bu genç adamın...
Güntekin Onay Arda için daha bir iki hafta önce ''32 yaşında gibi oynuyor'' dediğini hatırlıyorum...Arda psikolojik olarak da yıpratılmış bir adam...Bunu yapan bizleriz...Messi'yse daha bir 5-10 sene eller üstünde dolaşacak.Bu da bizim futbol dünyamızın,bu kıyaslamada Arda'nın üstüne yıkmış olduğu bir dezavantaj...
Kıyaslamalar bir yana Arda Turan artık bir başka ülkede,bir başka takımda oynamak zorunda...Akıl sağlığı,futbol kariyeri ve kendini geliştirebilmek için buna mecbur...
Çünkü 23 yaşında bir genç,Fatih Terim-Hakan Şükür karışımı bir olgunluk oyunu oynuyor.Para,yetenek,şöhret ve her şeye rağmen iyi ilerleyen futbol kariyeri Ona kendi işinin kralı,lideri,fenomeni olma arzusu verdi.Belki bu durumdaki bir adamın yapabileceği en doğru sarhoşlukla ''ben büyük adamım,büyük sorumlulukların adamıyım'' demeyi seçti...Bu role soyunmasa inanın çok daha rahat ederdi.Gözleri kendi üstüne çekmek, gözlerden uzak kalmaktan hep daha zordur.Daha rahat önünü görebilirdi,daha rahat kendini görebilirdi daha rahat ilerleyebiirdi ve kafası dahar rahat olabilirdi.
Sanırım üstlendiği bu rölde etrafına faydalı olma çabası da vardır.Daha dikkat çekici olanı ise Galatasaray'da Hakan Şükürlü,Arif Erdemli,Bülent Korkmazlı,Hasan Şaşlı,Ergün Pembeli ''abiler dönemi''nin sona ermesinin ardından yeni dönemin en önemli figürü olma amacını üstlenmiş görünüyor...100küsur yıllık kulübün futbol takımının efsaneler listesine girmek istemesi de doğal.Ama 23 yaşında hem bu tip psikolojik savaşlara girip hem en büyük futbolcu olmak...
İMKANSIZ...

4 Şubat 2010 Perşembe

BLOG ŞABLONU HAKKINDA

Yeni yılın ilk kayıtlarıyla beraber yeni şablonlar aradım blog için. Çizgi karakterlerden,kült karakterlere,futbol şablonlarından, sade ve ilginç şablonlara kadar pek çok şablon taradım...Çok güzel şablonlar gördüm pek çoğu sahip olmak istediğim blog içeriğine oranla çocuksu yada fazla renkli yada fazla koyu ve göz yorucu idi.
Yemyeşil ve sade bir futbol şablonu seçtim,yeni sene ve yeni başlangıç için...
Bu seçim,blog için futbol bloguna dönmüş hissi yaratabilirse de, bakmış olduğum pek çok güzel şablonu beğenmiş olmamdan dolayı zevkime,ilgi alanlarıma uygun şablonları bir kaç ayda bir değiştirerek kullanacağım...
İlk şablonumuz budur...

2010 İLK YAZI...

Blogda 2009'u geride bıraktık.İlk yazıdan,geçen yılın son yazısına kadarki yol hiç de fena geçmemiş görünüyor. Kişisel ve küçük bir blog halinde olan bu yerde, pozitif izlendiğini gördüğüm bir yol var,böyle hissediyorum.
Yeni yılda blogda çok daha fazla şey olacak,bunu da hissediyorum.
Kişisel olarak farklı bir yola girmek üzere olduğum için elbette bu bloga da yansıyacaktır.
Yeni deneyimleri beni ve dolayısıyla blogu bekliyor...
Aklımdan geçen,bahsini geçirmek istediğim şeyleri burada cümleler halinde bulunduracağım.
Uykusuz bir beynin aklından ne kadar karışık ve birbiriyle alakasız şeyler geçiyormuş ortaya çıkacak ve yine ne sadece en sevdiğim ilgi alanı olan futbolla ilgili bir blog olacak burası, ne sadece siyasi yorumlarımı dökeceğim ideolojik bir alan, ne de sadece izlediğim,okuduğum,yaptığım,gezdiğim,hissettiğim şeylerin not düşüldüğü bir not defteri...
Bu blogu anlamlı kılacak şey tüm o yazdığım noktaların kesiştiği bir ''bölge'' olmasıdır.
Kısaca 2010'da blogun amacı da,içeriği de bu yönde olacak...