20 Şubat 2009 Cuma
İZLEDİM : E-WALL
İZLEDİM : The Reader
Dönemin vicdani gelgitlerini çok çok rahat hissettiğim bu filmde,Nazilerin Yahudi katliamı üzerine,o dönemin insanlarının düşünce biçimlerini,yaşananların vicdanlara ve zihinlere etkisini de izleyene hissettiriyor.Tüm bu düşünceleri,izleyene naif,gizli saklı ve derin izler bırakan bir gençlik aşkı hikayesinin arkasında hissettiriyor yönetmen.
Bu sene izlediğim Oscar Filmlerinde sahip olduğum genel hissi yaşadım bu filmde de.Bildik başlı,sonlu,inişli çıkışlı sürükleyici dramalardansa daha sakin ilerleyen ama sağlam karakterlerin oluşturduğu küçük öyküler izlemişim gibi hissettim.
En iyi kadın oyuncu
Anne Hathaway "Rachel Getting Married"
Angelina Jolie "Changeling"
Melissa Leo "Frozen River"
Meryl Streep "Doubt"
Kate Winslet, "The Reader."
En iyi yönetmen
David Fincher "The Curious Case of Benjamin Button"
Ron Howard "Frost/Nixon"
Gus Van Sant "Milk"
Stephen Daldry "The Reader"
Danny Boyle "Slumdog Millionaire
En iyi uyarlama senaryo
Eric Roth and Robin Swicord "The Curious Case of Benjamin Button"
John Patrick Shanley "Doubt"
Peter Morgan "Frost/Nixon"
David Hare "The Reader"
Simon Beaufoy "Slumdog Millionaire"
En iyi sinematografi
"Changeling"
"The Curious Case of Benjamin Button"
"The Dark Knight"
"The Reader"
"Slumdog Millionaire."
12 Şubat 2009 Perşembe
İZLEDİM : Bir İlk,Konyaspor-BEŞİKTAŞ
En nihayetinde stada girdik,sonra da stadın tvde görüldüğünden daha küçük olduğu tespit edildi tarafımdan.Şirin bir stad Konya Atatürk Stadı,kale arkaları shaya uzak ama söylendiği gibi 50 metre geride değil,tribünlerle sahanın arasındaki bazı bölümler koşu pisti gibi görünsede bazı yerler(yan taraflar) ''nascar'' yarışı için düzenlenmiş gibi.!? Stadın idareten kullanıldığı,eksiklerin yamandığı,bir şekilde taraftar desteğinin oluşturulmaya çalışıldığı söylenebilir. Yapısal olarak 3. sınıf olan bu stadın eksiği bol,düzensiz ve özensiz bir görünümü var.
Taraftardan da bahsetmek gerek...Misafir takım taraftarından çok Konyaspor'u destekleyenlere değinirsek,küfür etmeye her taraftar gibi meyletselerde küfüre tapkili davrandıkları bir gerçek. Ateşli bir tarafatar topluluğundan bahsetmek güç.Çok rahat bir şekilde formanızı giyip efendi efendi maçınızı izleyebilirsiniz. Her anadolu şehrinde yaşanan burda da yaşanıyor,kemikleşmiş bir taraftar geleneği olmadığından,Konyaspor'u daha çok haftasonunu maç izleyerek geçirmeyi tercih eden orta yaş üstü kesimle,aslında başka takıma gönül vermiş olan fakat düşmanımın düşmanı dostumdur ilkesinden hareketle Konyaspo ''x''e de çelme taksa düşüncesine sahip olanlar destekliyorlar.Bu yüzden stadda bir atmosferden bashetmek güç.Kapalıdan tezahürat duyamazsınız,sadece rakip taraftara yakın oturan kale arkası rakip takım taraftarından tahrik olarak ve ''Nalçacılılar'' gurubu yani maraton tribün die adlandırılan kapalının karşısındaki tribünün iki köşesinde oturanlar tezahüratta bulunuyorlar. O da kopuk kopuk,etkisiz ve coşku uyandırması mümkün olmayan şekilde.
Maça gelirsek,Beşiktaş'ta Mustafa Denizli sezonun ilk yarısı uyguladığı ve önce Sivok'un cezası,sonra Zapo'nun cezasıyla ikinci yarının ilk iki maçında oynatamadığı 4-2-3-1 (top Beşiktaşta'yken 2-3-4-1, top rakipteyken 5-1-3-1) düzenine geri döndü.Bu düzen hem fazla defansif bir oyuna sebep veriyor hem pozisyon yaratmak konusunda takım için bir zaafiyet taşıyor. Ayrıca defans oyuncuları bu düzende rahat değiller,bu çok çok açık...Çünkü yerlerini kaybediyorlar,müdahale için kimin ne yapacağı kimin kademede duracağı sorun oluyor. Konyaspor oyunun belli anlarında bu karmaşadan faydalanmayı da başardı.Düz hücum oyuncuları olan bir takım bile Beşiktaş defansını bir hayli zorladı.Beşiktaş adına oyunun hücum anlamında da olumsuz gelişmesinin topun yerden ayağa ve defans arkasına kullanılmaması olduğu aşikardı.Beşiktaş ortasahasının top yapmak,oyunu kontrol altında tutmak ve topu korumak anlamında zayıf olduğunu biliyoruz ama Bobo gibi Holosko gibi Serdar Özkan gibi defans arkasına sızabilecek ve defansı koşularıyla bozabilecek oyuncuları var.Yusuf,Tello gibi isimler de topu o saydığımızı isimlere istedikleri gibi servis etme yeteneklerine sahip olduklarını göstermişlerdi dönem dönem. Ancak takımın sahaya çıkışından itibaren planların mutlak üç puana göre yapılmadığının gördüm.Oyun stratejisinden sorumlu insanın rakibin mücadele gücünden başka hiçbir şeyi olmayan oyuncularını sarsabilecek imkanları kullandırtabilmesi gerekirdi,en azından oyuncuların bu sorumluluğu ellerine almaları da beklenebilrdi. En başta rakipler kaybetmişti ve üst sıralar için imkan doğmuştu.
AZİM DİYE İSİMLENDİRDİĞİMİZ,HEDEF KOYMAK VE O HEDEFE ULAŞMAK İÇİN YAPILAN MANEVİ HAZIRLIKLAR ,SAHİP OLUNAN KONSANTRASYONDUR FUTBOLCULARDAN BEKLEDİĞİMİZ,TEKNİK DİREKTÖRLERDEN BEKLEDİĞİMİZ ŞEY...''RUH'' BUDUR...
Buydu Beşiktaş'ta olmadığını gözlerimle gördüğüm şey...Elleri takım elbiselerinin pantalonlarının cebinde,saçları özenli 18 kişi çıkmıştı zaten o gün maçtan bir saat önce sahaya. Bir kere topu yere vurmadan,ellerini çime dokundurmadan saha kontrol ettiler,teknik direktörleri çıkmadı bile...Isınmak için kulübe yanında koşanlardan sadece NOBRE sahaya döndü yüzünü ve pozisyonlara tepkiler verdi,hırsı olduğunu,mesleğine saygısı olduğunu gçsterdi...SERDAR ÖZKANLAR,İBRAHİM TORAMANLAR KÜÇÜK EVLERİNDEN ÇIKIP SİYAH-BEYAZLA SAYGI DEĞER OLMUŞKEN sadece NOBRE HALA BİRİLERİNİN BABA HAKKILARIN,BABA RECEPLERİN,ŞÜKRÜ GÜLESİNLERİN,MEHMET ÖZDİLERKLERİN,RIZA ÇALIMBAYLARIN MİRASINA SAHİP ÇIKTIĞINI HİSSETTİRDİ O GÜN...
İzlediğim ilk Beşiktaş kadrosu bu olmamalıydı...
İzilediğim ilk Beşiktaş maçı bu olmamalıydı...
BEN BEŞİKTAŞIN GERÇEKTEN EFSANE OLABİLECEK OYUNCULARINI GÖRMELİYDİM,GERÇEKTEN SAYGI DEĞER ADAMLARIN YÖNETTİĞİ BİR KULÜBÜN SAHADAKİ GÖRÜNTÜSÜ OLMALIYDI İZLEDİĞİM...
7 Şubat 2009 Cumartesi
İZLEDİM--- SLUMDOG MİLLİONAİRE
En iyi film:
The Curious Case of Benjamin Button
Frost/Nixon
Milk
The Reader
Slumdog Millionaire
En iyi yönetmen:David Fincher (The Curious Case of Benjamin Button)
Ron Howard (Frost/Nixon)
Gus Van Sant (Milk)
Stephen Daldry (The Reader)
Danny Boyle (Slumdog Millionaire)
En iyi uyarlanmış senaryo:
Eric Roth and Robin Swicord (The Curious Case of Benjamin Button)
John Patrick Shanley (Doubt)
Peter Morgan (Frost/Nixon)
David Hare (The Reader)
Simon Beaufoy (Slumdog Millionaire)
Anlamam,derdim de bu değil ama bu film aday gösterildiği her dalda bence çok çok iddialı...En azından en iyi film veya yönetmen dalında ödül kazanacak diye düşünüyorum.