25 Ocak 2009 Pazar

Özlem Bitti


BEŞİKTAŞ-DENİZLİSPOR 17.HAFTA

Benim gibi son 2 ayını ruhsal ve duygusal olarak yoğun geçirmiş birisi için 2.plana düşeli çok olmuş futbolun Beşiktaşın kötü gidişatıyla iyiden iyiye ilgi kaybetmesi kaçınılmazdı...Futbolla ve Beşiktaş'la bir dargın bir barışık ilişkimde sırada özlem vardı.E dargın-barşık kavgalı gürültülü ilişkilerde özlem hep çıkar insanın karşısında aniden.

Bu duygularla önce ezeli rakibin maçı izlendi...SAAT: 14:00

Sivasspor-Galatasaray maçı... Bu maçta futbol oynanmadı.Sivas ne yapar merakı dışında beni de ekran başında tutan bir şey yoktu.Bu zeminde kesinlikle iyi futbol falan oynanamazdı.Karan'ın 50deki kırmızısına kadar karşılıklı pozisyonsuzluk hakimdi.İlk golda volkan Yaman klasik bir Türk sol beki hatası yaptı 1-0...Ki maçın ilk pozisyonuydu bu...2. golde benzeri bir defans zaafından ileri geldi... Maçı sadece sivas'ın geri kalan anlarda kontra ataklarla bulduğu önemli gol pozisyonları hareketlendirebildi. Ama hareket bu kadardı. İnanılmaz yavan bir maçta ''lider'' rakip kazanırken,''ezeli'' rakip mağlup oldu...

SAAT: 19:00

Beşiktaş için derin bir yorum gerekli... Denizli'nin eldeki ikinci sınıf malzemeyi değerlendirme biçimi tartışılmalı.Kısa vadeli kontratıyla,kısa vadeli bir amaç için burda olan teknik adamın,kısa vadede değiştirmesi mümkün olmayan bu kadroya gerekli azmi ve ateşi Batuhan,Aydın Karabulut,Emre ve Necip gibi isimlerle sağlamak istemediği malumumuz olmuştu günler önce...Galatasaray'ın, Beşiktaş'a nazaran alıp başını giden şampiyonluk sayısını da göz önüne alarak örneğin geçmişte okan buruk,tugay kerimoğlu,bülent korkmaz vb isimleri değerlendirmesini şimdi de arda başta olmak üzere sabri ve sonradan da oyuna girse aydın yılmaz'dan faydalanması DİKKAT ÇEKİCİ OLMALI BEŞİKTAŞ için...Çünkü bu kulübün gerçekten profesyonelliğin tüm ilkelerini yerine getiren isim,tecrübe ve kalite sahibi yabancılar,kendi yetiştirdiği belli düzeyde altyapıdan futbolcularla,yerli,bu lig için kalburüstü denebilecek transferlere ihtiyacı var.Sahip olunması gerek mantalite bu olmalı.Ligin ilk yarısından sonra başlayan transfer dönemi icraatlarıyla ilgili bu noktadan hareketle eleştiri yapılmalı.

Sahaya yansıyan görüntüde M.Denizli'nin saha dizilişi ikinci yarıyla ilgili hiçbir endişeyi alıp götürecek cinsten değildi.Deneyimli hoca beşiktaşlının gönlüne su dökmekten çok uzak. Tello'yu ilk yarı sağ kanada mahkum etmesi,geçen sene sağ kanatta daha diri görünen Serdar Özken'ı toparlamak bi yana sol kanatta ''erezyonuna'' devam izni vermesi oldukça göze battı. Bunun yanısıra şu görüldü ki,her profesyonel oyuncu topluluğundan pas yapan,oyuna hakim bir mantaliteyi sahaya yansıtması ''doğal bir istek'' olarak beklenmemeli.Bunun için,bunu becerebilecek bir ''TAKIM'' kurulmalı...Çünkü Beşiktaş PROFESYONEL FUTBOL TAKIMI bu ''futbol gerekliliğini'' bir türlü sahaya yansıtamamakta. Demek ki kadro seçimi baştan aşağı herşeyi etkileyen bir unsur.

Beşiktaş'a maçı Kratochvil'in kendi kalesine attığı golün kazandırmış olması inanılmaz bir gerçekliktir.Tüm durumu gözler önüne serecek bundan manidar bir şey yoktur.

Bir özlem işte böle vuslatta sonuçlandı.ANCAK ACILARA GEBE BİR KAVUŞMA OLMASI KORKUSUYLA...


Hiç yorum yok: