30 Mart 2009 Pazartesi
ST ETİENNE
22 Mart 2009 Pazar
15 Mart 2009 Pazar
ST.ETİENNE AMELİYATI
Monaco deplasmanından 2-2yle bir puan çıkardılar önce,ardından Nantes'i kendi evlerinde 2-1 yendiler.
Ancak düşme potasından kurtulmak için istikrar elbette şart,bu nedenle St. Etienne maçına kadr 10-11 maçlık yenilmezlik ünvanı olan Grenoble'den de puan almak gerekiyordu. Ne yazık ki defansın en önemli ismi Tavlaridis'in de kırmızı kart gördüğü maçta 90.dakikadan çıkılıp uzatmalara girilen anlarda mağlubiyet golünü yedi ''Yeşiller''.
Şimdi önümüzdeki haftasonu için kritik mi kritik bir maç var.
Yine deplasmana çıkacak St Etienne,Lorient'le oynayacak.Maçın en önemli noktaları şunlar.Lorient evinde çok da istikrarlı bir takım değil,hatta ligin evinde en az puan alanlarından. 14 maçta 14 puan alabilmişler,bu sonuçla en az puan alan lig sonuncusunun üstüne evinde en az puan alan 2. takım oluyorlar. İç saha maçlarının son dördünde beraberlik,beraberlik,mağlubiyet,mağlubiyet almışlar.
Ayrıca St Etienne'nin önündeki Sochaux'da artık kazanmak zorunda olan Lyon'la oynayacak.
Yani St. Etienne için hayati bir önem taşıyor maç.
Deplasmanda yeşiller pek iyi olmasa da artık bu maçı kazanmalı.
Kazanıp rahat bir nefes almasını diliyoruz.
BEŞİKTAŞ-GENÇLERBİRLİĞİ 24. HAFTA
09.03.08 ADANA-ERCAN
Adana-Şakirpaşa Havalimanı-Ercan Havalimanı-Lefkoşa YDÜ Kampüsü rotasında tam 7. günümdeyim burada...
DERSLER
İlk iki senemdeki kadar cesur değilim ders konularında.Kendimde gördüğüm en büyük eksik bu. Ayrıca elim de o kadar çabuk değil. 300-400 sayfalık kitapları 3-4 günde okuduğum,özetini çıkardığım günlerden uzaktayım.
En çok çalışmam ve üstünde durmam gereken derslerim:
1-İCRA-İFLAS HUKUKU
2-MİRAS HUKUKU
3-CEZA ÖZEL HÜKÜMLER
4-CEZA USUL HUKUKU
5-MEDENİ USUL HUKUKU
Bu derslerle ilgili çalışmalara önümdeki yeni haftayla beraber başlayacağım.Ders takibi gündüzleri,özet çıkarma,okuma,temize çekme çalışmalarım da geceleri mesaim olmalı.
Allah yardımcım olsun.Beni strese sokan ''ne olacak,nası olacak,ya olmazsa'' sorularından kurtulmalıyım. Derslerle kıran kırana bir mücadeleye girecek gücüm var. Zamanımı doğru kullanmalıyım.
Ve çalışmalarım ilerledikçe yine bu blogda ''ÇALIŞTIM'' başlığıyla,çalışmalarımı ekleyeceğim.Hepsini tek tek eklerim umarım mayıs sonuna kadar :D
4 Mart 2009 Çarşamba
Uzanıp giden ve kesinlikle nereye gittiğini kestiremediğim bir yol...
Hiçbir zaman ilerde ne olabiliceğiyle ilgili tutarlı bir tahminim olmadı zaten.
Evet öleceğimi biliyorum sadece,herkes gibi. Bir gün...
*************************************************
12'yken falan, 2000 yılında kaç yaşında olacağımı hesapladığımı hatırlıyorum.
O zamanlar hayatımdaki en büyük değişikliğin,evde bir defterle tarihini oluşturduğum,kadrolarını yazdığım ''kendi ligim'' için,evin içinde maç yapamayacağım olduğunu düşünürdüm. Büyüyeceğimi böyle anlayacağımı düşünmüşüm demek ki...
Geçmiş hesabı yapmak istemem.
Hayatımı etkileyecek yıllar 2000 dolaylarında başladı ve asla geri getirip,hesaplaşıp,kendi istediğim hale sokamayacağım uzun bir dönemdi.
*********************************************
Sonrasındaysa ''katlanmak'' kelimesini anlamına uygun yaşadım...
Hiç giymek istediğimi giyemediğim,yemek istediğimi yiyemediğim,ihtiyacım olanı alamadığım olmadı.
Ama bulunmayı istediğim yerde de bulunamadım.
Olmak istemediğim yere ''mahkum'' kaldım.
Bu hiç de keyfli değildi.Hala da değil...
Ama ben çabama saygı duydum.Gösteremediğim ve ailem dahil yakınımdaki herksein yoksun olduğumu düşündüğü ''özveri''ye de sahip olduğumu anladım.
Herkes her ortamda,her çevrede, kısaca her yerde şu an yaptığı şeyleri yapıp yapamayacağını düşünmeli bir gün...
Ben sevmediğim yerde pek çoklarına göre başarılı oldum,dirayetliydim.
Ve başka noktalarda eleştirilsem de kesinlikle sakin ve sabırlıydım.
Hala da öyle...
**************************************************
Takıldığım çok şey var hala...
Hayatta nerde olduğumu ve nereye gittiğimi bildiğimi söylersem yalan olur.
Çoğu kez çok fazla sorumluluk,çok fazla engel,çok fazla düşünceye sahip olduğumu hissediyorum.
Çoğu kez ''içimdekinin'' olmayı istediği şeyle, kendimin alakasız düştüğünü hissediyorum.
Sahip olduğum donanım ilerisi için yeter mi?
Sahip olmayı istediğim geleceğe sahip olduğum bir hayatım mı olacak yoksa yine ıskaladığım mı?
Bu gibi kaygıları bugün omzumda taşırken sahip oldğum ilişki,okul hayatım,bugüne kadar getirdiğim sosyal ilişki kısırlığı bana bugünü ve bugüne kadar yapamadığım,yaşayamadığım şeyleri de unutturmuyor.
Dün,bugün ve yarın...Şu an elimde binlerce soru binlerce olumsuz karşılık var...
Ben zaten pesimist biriyim.
***************************************************************
86-09...
23. yaşıma bir sürü soru işareti,kaygı,umutsuzluk,kızgınlık,hayal kırıklığı taşısam da bir sürü anı,bir sürü iz,yaşanan bir sürü şey de benimle.
Güzel şarkılar dinledim...
Güzel filmler izledim...
Dostlarımla kavga ettim...
Arkadaşlarımla kavga ettim...
Dostlarımla kahkahalara boğuldum...
Bir sürü güzel maç izledim...(İlk maçıma gittim.)
Mesleğimle ilgili insanlarla tanıştım...
Dalga geçtim...
Güldüm..
Öfkelendim...
Küfrettim...
Ağladım...
Şarkılar söyledim...
İçtim...
Sevdiğm şeyleri yedim...
Sevdiğim şeyler giydim...
Tembellik yaptım...
Uyuma rekorları kırdım...
Geyikler çevirdim...
Nutuklar attım...
Kitapla okudum...
Yüzlerce sayfa ders çalıştım...
Pişman oldum...
Üzüldüm...
Hediyeler aldım sevdiklerime...
Öptüm...
Öpüldüm...
Terk edildim...
5 Yıl önce aşık olabiliceğimi bilmemin mümkün olmadığı bir kıza aşkım bilmem kaçıncı kez yüzüme çarptı...
Bir akşam bastım yanına gittim...
Yalvardım...
Ağladım...
Terk ettim...
Acı çektim...
Tekrar başladım...
Bıyık-minik sakal bıraktım:)...
Saçımı üçe vurdurdum bilmem kaçıncı kez...
Saçlarıma ellemek istedim,uzamalarına müsade ettim...
Kilo aldım...
Hiç uyumadığım da oldu...
Kabuslarla uyandığım da...
Ortalığı dağıttım da oldu...
Topldığım da...
Fitness'a gittim,bir gün...:)
Başka yerlere de gittim,kişisel...
Platonik aşkımı hatırladım...
İmrendim...
Özendim...
Kötü hissettim...
Hatalar yaptım...
Kendime kızdım...
Sıkıldım,sıkıldım,sıkıldım...
Kilometrelerce yol gittim...
************************************************************
Yıllar önce yaşayacağımı aklımdan geçirmediğim şeyler de yaşamışım...
Aslında bahsetmeye değömeyecek kadar sıradan şeyler de.
Asla neyin eksik olduğunu düşünmeden duramadığımı biliyorum artık bugün...
12 yaşında ilerde ne olacağını tahmin etmeye çalışırken,geceler boyu ''ne yaparsam mutlu,rahat ve kayfli olacağımı'' düşünüyorum ve neden eksikleri olan biri olduğumu...
*************************************************************
Herkesten çok farklı değilim ben de...
Elimde yaşayamadığım şeyler var.
Yaşadığım ve mutlu olduğum,
Yaşadığım ve mutsuz olduğum şeyler var.
Yapmam gereken şeyler var.
Yapmak istediğim şeyler var.
*************************************************************
Mutlu olmak meselesine takmış biriyim sadece.
Tatmin olmak isteyen biriyim.
Ama yapmak zorunda olduğum şeyleri başarma ve o hazzı yaşama isteğim var...
Gelecek planlarını gerçekleştiren bir adam olma isteğim var...
Küçük ve kısa keyifler çatma,anlamsız şeyler alma planlarım var...
Dualarım var.
İnanıyorum.
86-09...
Yoruldum.
Mücadele ettim.
Bekledim.
Şimdi istemenin tam zamanı...
86-09...
YAŞADIM.
04.03.2009'da bu yeni konu,bu bloga eklenirken THE BEATLES ''FREE AS A BİRD'' ü söylüyordu...
''Güzel şarkılar dinledim...................''
Free as a bird,
it's the next best thing to be.
Free as a bird.
Home, home and dry,
like a homing bird I'll fly
as a bird on wings.
Whatever happened to
the life that we once knew?
Can we really live without each other?
Where did we lose the touch
that seemed to mean so much?
It always made me feel so...
Free as a bird,
like the next best thing to be.
Free as a bird.
Home, home and dry,
like a homing bird I'll fly
as a bird on wings.
Whatever happened to
the life that we once knew?
Always made me feel so free.
Free as a bird.
It's the next best thing to be.
Free as a bird.
Free as a bird.
Free as a bird.
2 Mart 2009 Pazartesi
BİR TAKIM DAHA SEV KEYFİN YERİNE GELSİN: '' ST. ETİENNE''
AS St. Etienne , Platini gibi bir büyük efsane futbolcunun da içinde akıp geçtiği, Fransız futbol pınarıdır... Futbolu çok küçük yaşta sevmeye başlarsınız. İlk olarak başarılarıyla gündemde olanları tanır,seversiniz... Ben de Saviçeviç'li J.P. Papin'li Milan'ı çok sevmiştim. Küme düşen zor günler geçiren Milan'ın o dönem ki gidişatı haliyle çocuk kalbimde yeni takımlara yer açmış oldu. Ama çok net bir şey sölemek gerekirse ilkokulla beraber arkadaşlarla yaşanan atışmalar insanın kendi ülkesine ait,kendine ait asıl takımına bağlılığını artırıyor. Beşiktaş'la bütünleşince bir başka avrupa takımına karşı sempati hissetmediğim yıllar oldu. Seneler 2003 derken 2004ü gösterirken yaşayan efsane Arsene Wenger'in ARSENAL'i çok hoş bir kadroyla şiir gibi bir futbol oynamaya başladı ve BENİM BEŞİKTAŞIMIN YAPTIĞINI İngiltere Premier Lig'de başardı: nağmalup şampiyon oldu. Tabi ki ergenlikle beraber sahip olunanlar iz bırakıyor,hala en sevdiğim takımların başında arsenal var...
En önemli oyuncularını saydık... Resimlerinin blogda olması gerekir...
Mouhamadou DABO: Fransa milli takımında da zaman zaman yer alıyor. Sağ ve sol bek olarak görev yapabiliyor...1986 doğumlu...
Loic PERRİN: Orta sahanın ortasında görev elan bu oyuncu 85 doğumlu ve takımın pas dağıtımı için çok önemli bir isim... Üstüne takımda kaptanlık görevinin sahibi olması da ona büyüteçle bakmayı gerekli kılıyor çünkü 85 doğumlu... Yetenek sahibi,adam akıllı bir orta saha oyuncusu,mücadelesini da yapabilen,pasını da verebilenlerden.
Blaise Matuidi. Troyes'den 2007-08 de 5 Milyon euro ya alınan bir oyuncu...87 doğumlu olduğunu,çok çalışkan ve topu iddiasız ama sağlam kullanan( Fransanın yeni Makelelesi mi demek gerekir?) biir oyuncu olduğunu söylersek Matuidi'nin potansiyeli hakkında bir fikir vermiş oluruz...O da genç yaşta milli takıma seçilenlerden...